Pes 2013 EfsaneOL İnceleme
Read More
Pes 2014
Pes 2014 incelemeleri
FİFA 2014
FİFA 2014 OYUN İNCELEMELERİ
Assassin's Creed
Assassin's Creed:Revelations oyun İncelemesi
Need for Speed: Rivals
Need for Speed: Rivals videolu oyun incelenmesi
Mass Effect 3
Your Mass Effect 3 videolu oyun incelemesi
Need for Speed: Underground 2 İnceleme
Need For Speed: Underground 2
![[Resim: images?q=tbn:ANd9GcRY6uW3Knrn3M48XLh4FnB...pX43gN9sPw]](https://encrypted-tbn0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRY6uW3Knrn3M48XLh4FnBvdivZQVvtkNVmMIi02j4ZpX43gN9sPw)
[/align]
Puanım:8.5
serisi 'Underground' temasıyla çok daha farklı ve ilk bakışta bilinmeyen soru işaretleriyle dolu yepyeni bir yöne doğru yönelmişti. Açıkçası bekleneni tam anlamıyla veremeyen Hot Pursuit 2'nin ardından oyun severler yapıma şüphe ile yaklaştı. İşte EA pazarlama dehası burada devreye girerek daha önce Test Drive 5, Midnight Racing gibi yapımlarla ilk sinyallerini aldığımız underground temasıyla bu güçlü kadronun ellerinde yıllarca oynanabilirliğini koruyacak nitelikte bir oyun yaratmak için kolları sıvadı. Her ne kadar basit mantıkla riskli görünse de şimdiye dek milyonlarca kopya satmış bir serinin arkasındaki dev kadro bu iş için fazlasıyla yeterli bir referanstı. Nitekim öyle de oldu ve yapım ilk çıktığı andan itibaren ilgi odağı oldu. Tofaş'larını BMW'ye benzetmekte üstüne olmayan ve Ferrarilere NOS yerine "çok yakıyor diye" LPG monte etmekten kendini alamayan sevgili halkım için de bu tema oldukça ilgi çekiciydi. Şaka bir yana bu oyundan sonra etrafta her sınıf ve türden modifiyeli araçları eskiye oranla çok daha sık görür olduk. Daha motorun çalışma prensiplerini net olarak kavramadan NOS gibi birçok terimi sözlüklerimize aldık. Önceden frenler zarar görmesin diye kullandığımız kapalı korunaklı jantları bir kenara bırakıp fren disklerini gösteren sanat eseri büyük jantlara ve az yanaklı geniş lastiklere modifiye ettik. Artık binek otomobil alırken bile hafif alaşımlı jantlara, sis farlarına, alüminyum çerçevelere ve xenon farlara dikkat eder olduk. Dahası bir anda modifiye yapan garaj firmaları ortaya çıktı ve dev bir sektör oluştu dersek sanırım yanlış olmaz.
Yine de yetmedi.. Öyle ki, motor sporlarına meraklı bir toplum olup çıkıverdik. O hevesle Dünya Ralli Şampiyonasını ve Formula 1'e ev sahibi olduk. Çok güzel organizasyonlar düzenledik ve düzenlemeye de hazırlanıyoruz (oldukça da iddialıyız). Otomotiv sektörümüz ihracat ve ithalat rekorları kırdı. Şehirlerimizde 'geleneksel' sıfatıyla drag yarışları bile düzenlenmeye başladı. Ve dahası geçen gün altındaki modifiye Peugeot'suyla beni taciz edip sollamaya çalışan bayan aracımın arkasındaki parlayan 911 rakamlarını ve Turbo yazısını görünce çevre yoluna sapmak durumunda kaldı. (pardon bu rüyaydı... unutun) Tüm bunlar aslında bir iki sene içerisinde birden gerçekleşmemiş olsa da bu oyun içimizde varolan yatkınlığı bir şekilde ortaya çıkaran önemli dönemeçlerden biriydi.
Kitleler üzerinde bu düzeyde etkili olan bir yapımın devamı da gelmekte çok gecikmedi aslında. Hayalleriyle yanıp tutuşan bekleyenlerini çok üzmeyen saygıdeğer yapımcı, Need for Speed: Underground 2'yi oyun severlerle buluşturmakta gecikmedi. Ancak büyük bir hayran kitlesine sahip bir oyun için beklentiler de bir şekilde çok daha yükseklere taşındı. NFS: Underground 2'nin bu kez bize kanıtlaması gereken birçok şey var. Çoğumuz için 'şaheser' niteliğindeki bir yapımın devam oyunu bize çok daha fazlasını sunmak ve mükemmelliğe yaklaşmak zorunda. Aslına bakarsanız Underground 2'nin bunu fazlasıyla sağladığını çok irdelemeden ilk bakışta görmek mümkün. Girişteki olağanüstü video bunun en net kanıtı ve kısa bir özet niteliğinde. Olağanüstü grafik ve ses altyapısı ve takdire değer oynanabilirliğiyle karşımızda yepyeni safkan bir NFS şaheseri var. Hadi biraz daha derinlere inelim...
Önceki yapımda şehirde yenilmezliğini kanıtlayan karakterimiz arkasında soru işaretleri dolu esrarengiz bir kaza geçirir. Psikolojik olarak derinden etkilendiğimiz için değişikliğe ihtiyacımız olduğunu düşünen önceki oyundan yakından tanıdığımız Samantha, karakterimizi yakın arkadaşı Rachel'in (Brooke Burke) yaşadığı 'Bayview' adlı metropole gitme konusunda ikna eder. Bayview şehri kahramanımızın her şeye yeniden başlaması için büyük bir fırsattır. Rachel'ın da yardımıyla Bayview'in sokaklarında hız ve adrenalin dolu uzun geceler böylece başlamış olur. Oyun boyunca yine ilk yapımda olduğu gibi en iyi olmak için kıran kırana mücadele ediyoruz. Hikaye, çizgi roman benzeri ara videolarla ve kısa ara animasyonlarla olabildiğince desteklenip sürükleyici hale getiriliyor.
Yine de yetmedi.. Öyle ki, motor sporlarına meraklı bir toplum olup çıkıverdik. O hevesle Dünya Ralli Şampiyonasını ve Formula 1'e ev sahibi olduk. Çok güzel organizasyonlar düzenledik ve düzenlemeye de hazırlanıyoruz (oldukça da iddialıyız). Otomotiv sektörümüz ihracat ve ithalat rekorları kırdı. Şehirlerimizde 'geleneksel' sıfatıyla drag yarışları bile düzenlenmeye başladı. Ve dahası geçen gün altındaki modifiye Peugeot'suyla beni taciz edip sollamaya çalışan bayan aracımın arkasındaki parlayan 911 rakamlarını ve Turbo yazısını görünce çevre yoluna sapmak durumunda kaldı. (pardon bu rüyaydı... unutun) Tüm bunlar aslında bir iki sene içerisinde birden gerçekleşmemiş olsa da bu oyun içimizde varolan yatkınlığı bir şekilde ortaya çıkaran önemli dönemeçlerden biriydi.
Kitleler üzerinde bu düzeyde etkili olan bir yapımın devamı da gelmekte çok gecikmedi aslında. Hayalleriyle yanıp tutuşan bekleyenlerini çok üzmeyen saygıdeğer yapımcı, Need for Speed: Underground 2'yi oyun severlerle buluşturmakta gecikmedi. Ancak büyük bir hayran kitlesine sahip bir oyun için beklentiler de bir şekilde çok daha yükseklere taşındı. NFS: Underground 2'nin bu kez bize kanıtlaması gereken birçok şey var. Çoğumuz için 'şaheser' niteliğindeki bir yapımın devam oyunu bize çok daha fazlasını sunmak ve mükemmelliğe yaklaşmak zorunda. Aslına bakarsanız Underground 2'nin bunu fazlasıyla sağladığını çok irdelemeden ilk bakışta görmek mümkün. Girişteki olağanüstü video bunun en net kanıtı ve kısa bir özet niteliğinde. Olağanüstü grafik ve ses altyapısı ve takdire değer oynanabilirliğiyle karşımızda yepyeni safkan bir NFS şaheseri var. Hadi biraz daha derinlere inelim...
Resmin boyutu 52% (500x375) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (1024x768) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
![[Resim: need_for_speed_underground_2_2.jpg]](http://www.indirsonsurum.com/upload/need_for_speed_underground_2_2.jpg)
Önceki yapımda şehirde yenilmezliğini kanıtlayan karakterimiz arkasında soru işaretleri dolu esrarengiz bir kaza geçirir. Psikolojik olarak derinden etkilendiğimiz için değişikliğe ihtiyacımız olduğunu düşünen önceki oyundan yakından tanıdığımız Samantha, karakterimizi yakın arkadaşı Rachel'in (Brooke Burke) yaşadığı 'Bayview' adlı metropole gitme konusunda ikna eder. Bayview şehri kahramanımızın her şeye yeniden başlaması için büyük bir fırsattır. Rachel'ın da yardımıyla Bayview'in sokaklarında hız ve adrenalin dolu uzun geceler böylece başlamış olur. Oyun boyunca yine ilk yapımda olduğu gibi en iyi olmak için kıran kırana mücadele ediyoruz. Hikaye, çizgi roman benzeri ara videolarla ve kısa ara animasyonlarla olabildiğince desteklenip sürükleyici hale getiriliyor.
[/align]
Underground 2'nin göze çarpan ilk özelliği önceki yapımın aksine şehrin tümünde serbest dolaşabilmeniz. Yapımcının 200 km'den fazla yol kullandığı şehirde ilk yapımdaki gibi oyunun arabirimini kullanmak yerine şehrin etrafında düzenlenen yarışlara katılmak için ya da aracınıza parça almak için belirlenen noktaya gitmemiz gerekiyor. Yapım bu haliyle görsel efektlerle makyajlanmış bir Grand Theft Auto'yu andırıyor dersek kötü bir benzetme yapmış olmayız. Ancak tabi ki derin farklılıklar söz konusu. Serbest dolaşımda haritanın bir ucundan diğerine yarış aramak istemeyen oyuncular için ise önceki yapımdaki gibi o an aktif olan yarışları görüp doğrudan katılabileceğiniz menü sistemi bulunuyor. Garaj menüsünde 'World Map' kısmından bu seçeneğe ulaşmak mümkün.
![[Resim: need-for-speed-underground-2_133127.jpg]](http://www.itusozluk.com/image/need-for-speed-underground-2_133127.jpg)
Yapımcı birçok açıdan yaşayan bir şehir duygusunu başarıyla oyuncuya sunuyor. Aslen dört büyük bölgeye ayrılan şehrin her köşesi farklı bir karakteristiğe sahip. Şehir merkezinde gösterişli gökdelenler çevre düzenlemeleri ve geniş yollar bulunurken dış mahalleler ise daha sakin, dar, karanlık ve sade. Her türlü oyuncuya hitap edebilecek yol düzenlemeleri otoyollar, sert dönemeçler, yokuşlar, viyadükler ve dar sokaklar eşsiz bir sentez halinde oyuncuya sunulmuş. Aracınızla dar sokaklarda estetik dönüşler yapabilir ya da motorun sınırlarını şehri çevreleyen uzun otobanlarda zorlayabilirsiniz. Serbestlik duygusu bu olsa gerek. Her ne kadar yayalar olmasa da akan trafik, etrafta dolaşan diğer modifiye araçlar, rengarenk ışıklandırmalar ve çevredeki sesler size yaşayan bir şehrin varlığını hissettirmeye yetiyor.
Şehir içerisinde yolumuzu ekranın sol altındaki mini haritanın yardımıyla buluyoruz. Bu kısımda daha sonra detaylı bir biçimde değineceğimiz yarış türleri ve çevrede aracımız için modifikasyon yapabileceğimiz farklı merkezlerin konumunu belirlemek gayet basit. Bu küçük haritaya ek olarak yapımcı 'm' tuşuyla erişilebilen özelleştirilebilir bir 'world map' seçeneği de sunuyor. Bu kısmın özelliği tüm şehri ya da mahalleleri ayrı ayrı seçebilmeniz ve küçük haritadaki yer işaretlerinin ne anlama geldiğini buradaki künyeden öğrenebilmeniz. Bunun yanında oyunda yön bulmayı kolaylaştırmak adına GPS sistemi eklenmiş. Bu sistemle gitmek istediğiniz yeri büyük haritada belirledikten sonra bu özellik sayesinde ekranın üst kısmında size varmak istediğiniz yere en çabuk gidebileceğiniz yönü gösteren sesli uyarı özelliği de bulunan bir ok yardımcı oluyor. Örneğin zaman sınırlı yarışlarda varmak istediğiniz yerin logosuna haritadan tıklayıp GPS aktif hale getirirseniz yolu bulmakta sıkıntı yaşamıyorsunuz. Aksi takdirde karmaşık yollara alışmadan yön bulmak epey dikkat gerektiriyor. GPS özelliğinin sorunsuz kullanımıyla gayet ilgi çekici ve yararlı bir özellik olduğunu düşünüyorum.
![[Resim: 1099603992.jpg]](http://media.teamxbox.com/games/ss/949/1099603992.jpg)
Oyunda birçok bağlantımızı cep telefonu aracılığıyla kuruyor, yeni modifikasyonlar, oyun ipuçları, yeni araçlar ve yarışlarla ilgili SMSler ve çağrılar alıyoruz. Ayrıca Rachel'la bağlantımızı da yine bu sistemle sağlıyoruz. 'Tab' tuşuyla kullanılan bu sistem sayesinde aracınız için en güncel parçaları çıktığı gibi haber almak mümkün. Üstelik burada biriken mesajların kafa karıştırmaması için mesajlar 'inbox'un yanında farklı klasörler halinde güncellik sırasına göre sıralanıyor; böylelikle ihtiyacınız olan bilgiye rahatça erişmek mümkün hale gelmiş. Az önce değindiğimiz 'GPS World Map' ve bu servis birbirlerini mükemmel bir biçimde tamamlıyor.
Kariyer modunda önceki yapımdan bildiğimiz Circuit, Sprint, Drag ve Drift modlarına ek olarak yeni yapımda StreetX ve Underground Racing League adlı iki yeni modda oyunseverlerin beğenisine sunulmuş. Kariyer modunda bahsettiğimiz yarışlarda hem aracımızı modifiye etmek için para kazanıyor, hem de 'reputation points' kazanarak şehirdeki saygınlığımızı arttırıyoruz. Kariyer durumumuzu gösteren ve oyun içerisinde serbest dolaşım modundayken 't' tuşuyla açılan bilgi ekranını kullanarak şu ana dek kazandığınız yarış ve ödüllerin detayları, aracınızın görsel puanları (yıldızlar şeklinde) gibi birçok detaya ulaşmak mümkün. Özellikle aracınız için 10 yıldıza kadar görsel puan alabiliyorsunuz. Bu kısım ayrıca durumunuzla ilgili işe yarayan çok sayıda istatistik bilgiyi de barındırıyor.
![[Resim: need-for-speed-underground-2_133127.jpg]](http://www.itusozluk.com/image/need-for-speed-underground-2_133127.jpg)
Yapımcı birçok açıdan yaşayan bir şehir duygusunu başarıyla oyuncuya sunuyor. Aslen dört büyük bölgeye ayrılan şehrin her köşesi farklı bir karakteristiğe sahip. Şehir merkezinde gösterişli gökdelenler çevre düzenlemeleri ve geniş yollar bulunurken dış mahalleler ise daha sakin, dar, karanlık ve sade. Her türlü oyuncuya hitap edebilecek yol düzenlemeleri otoyollar, sert dönemeçler, yokuşlar, viyadükler ve dar sokaklar eşsiz bir sentez halinde oyuncuya sunulmuş. Aracınızla dar sokaklarda estetik dönüşler yapabilir ya da motorun sınırlarını şehri çevreleyen uzun otobanlarda zorlayabilirsiniz. Serbestlik duygusu bu olsa gerek. Her ne kadar yayalar olmasa da akan trafik, etrafta dolaşan diğer modifiye araçlar, rengarenk ışıklandırmalar ve çevredeki sesler size yaşayan bir şehrin varlığını hissettirmeye yetiyor.
Resmin boyutu 61% (500x400) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (1280x1024) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
![[Resim: Need-For-Speed-Underground-2.7.jpg]](http://www.cheatku.com/wp-content/uploads/Need-For-Speed-Underground-2.7.jpg)
Şehir içerisinde yolumuzu ekranın sol altındaki mini haritanın yardımıyla buluyoruz. Bu kısımda daha sonra detaylı bir biçimde değineceğimiz yarış türleri ve çevrede aracımız için modifikasyon yapabileceğimiz farklı merkezlerin konumunu belirlemek gayet basit. Bu küçük haritaya ek olarak yapımcı 'm' tuşuyla erişilebilen özelleştirilebilir bir 'world map' seçeneği de sunuyor. Bu kısmın özelliği tüm şehri ya da mahalleleri ayrı ayrı seçebilmeniz ve küçük haritadaki yer işaretlerinin ne anlama geldiğini buradaki künyeden öğrenebilmeniz. Bunun yanında oyunda yön bulmayı kolaylaştırmak adına GPS sistemi eklenmiş. Bu sistemle gitmek istediğiniz yeri büyük haritada belirledikten sonra bu özellik sayesinde ekranın üst kısmında size varmak istediğiniz yere en çabuk gidebileceğiniz yönü gösteren sesli uyarı özelliği de bulunan bir ok yardımcı oluyor. Örneğin zaman sınırlı yarışlarda varmak istediğiniz yerin logosuna haritadan tıklayıp GPS aktif hale getirirseniz yolu bulmakta sıkıntı yaşamıyorsunuz. Aksi takdirde karmaşık yollara alışmadan yön bulmak epey dikkat gerektiriyor. GPS özelliğinin sorunsuz kullanımıyla gayet ilgi çekici ve yararlı bir özellik olduğunu düşünüyorum.
![[Resim: 1099603992.jpg]](http://media.teamxbox.com/games/ss/949/1099603992.jpg)
Oyunda birçok bağlantımızı cep telefonu aracılığıyla kuruyor, yeni modifikasyonlar, oyun ipuçları, yeni araçlar ve yarışlarla ilgili SMSler ve çağrılar alıyoruz. Ayrıca Rachel'la bağlantımızı da yine bu sistemle sağlıyoruz. 'Tab' tuşuyla kullanılan bu sistem sayesinde aracınız için en güncel parçaları çıktığı gibi haber almak mümkün. Üstelik burada biriken mesajların kafa karıştırmaması için mesajlar 'inbox'un yanında farklı klasörler halinde güncellik sırasına göre sıralanıyor; böylelikle ihtiyacınız olan bilgiye rahatça erişmek mümkün hale gelmiş. Az önce değindiğimiz 'GPS World Map' ve bu servis birbirlerini mükemmel bir biçimde tamamlıyor.
Kariyer modunda önceki yapımdan bildiğimiz Circuit, Sprint, Drag ve Drift modlarına ek olarak yeni yapımda StreetX ve Underground Racing League adlı iki yeni modda oyunseverlerin beğenisine sunulmuş. Kariyer modunda bahsettiğimiz yarışlarda hem aracımızı modifiye etmek için para kazanıyor, hem de 'reputation points' kazanarak şehirdeki saygınlığımızı arttırıyoruz. Kariyer durumumuzu gösteren ve oyun içerisinde serbest dolaşım modundayken 't' tuşuyla açılan bilgi ekranını kullanarak şu ana dek kazandığınız yarış ve ödüllerin detayları, aracınızın görsel puanları (yıldızlar şeklinde) gibi birçok detaya ulaşmak mümkün. Özellikle aracınız için 10 yıldıza kadar görsel puan alabiliyorsunuz. Bu kısım ayrıca durumunuzla ilgili işe yarayan çok sayıda istatistik bilgiyi de barındırıyor.
Puanım:8.5
Assassin's Creed:Revelations İnceleme P:9.5
Tarihi olayları izlemek, dinlemek ve okumak benim için her zaman zevkli bir uğraş olmuştur. Tarihi çok severim ancak bazılarının düşündüğü gibi olayların yer ve özellikle zamanları ile ilgili bir tarihi değil daha çok gizemli ve uzun bir zamana yayılmış olayları. Kısacası hikaye kısmını. Yani bana Karlofça antlaşmasının tarihini veya Pasarofça’nın maddelerini sorsanız bilmem ancak Osmanlı’nın nasıl yükseldiğini, Fatih’in İstanbul fethinden önce ve sonra neler yaptığını, gizli anlaşmaları, çoğu yerde yazılmayan olayları, gelişen olayların gizli nedenleri, vs. gibi şeyleri sorabilirsiniz.
Nitekim tarih aslında gerçek hikayelerden oluşmaktadır ve bu hikayelerin çoğu da bizlere belli bir seviyede anlatılır. Tarih boyunca ortaya çıkmamış bazı gerçekler vardır ki hala dünyamızı etkilemekte ve hala insanlıktan gizlenmektedir. Bunlar çoğu zaman birer mitmiş gibi anlatılmaya çalışır, çoğu zaman da bahsedilmesine bile şiddetle karşı çıkılır.
İşte beni en başından beri Assassin’s Creed serisine çeken de bu olmuştu. Onun gizemli hikayesi açıkası bütün oyunlarını hiç sıkılmadan oynamamdaki en büyük sebeptir. Tarihi gerçeklerden ve efsanelerden yola çıkarak hazırlanmış bir hikayenin içindeki gizemler, tahmince sadece benim değil bu serinin tüm hayranlarının esas odak noktası olmuştur. Yeni oyunlarla birlikte ekstra özellikler geliştirilmiş, oyun daha varyasyonlu ve daha eğlenceli bir hale bürünmüş olabilir, ancak bir terzi dükkanına yatırım yapmak hiçbir zaman Vatikan’nın altındaki gizli bir odada Junoile konuşup eski dünyanın sırlarını öğrenmek kadar heyecanlı olmamıştır.
Şimdi ise hikayede serinin içimize işleyen kahramanı Ezio ile ilgili son kısıma geldik. Üstelik bu seferki oyun, dünyanın geri kalanını bilmem ama, Türk oyucular için ayrı bir öneme sahip. Nitekim Avrupa’nın incisi İstanbul yeni oyunumuzun başrolünde bulunuyor.[/align]
Her turist bir değil tabi
: AC Revelations temelde Brotherhood ile aynı mekanik yapıya sahip bir oyun. Oyunda teknik anlamda çok fazla bir değişiklik olduğunu söyleyemeyiz. Savaş mekaniği, oynanışı, sunumu itibari ile Ubisoft güzel tutturduğu bir çizgiden kalitesini arttırarak ilerliyor. Yine güzel öldürme animasyonları, çatılardan atlamalar, zıplamalar ve yine her tarafımızda bulmacalar mevcut, ancak elbette Brotherhood’un %100 aynısı da diyemeyiz.Her şeyden önce karakter modellemelerinde oldukça sağlam bir gelişim olduğunu daha ilk andan Desmond’ın suratında fark ediyorsunuz. Yüz mimikleri, hatları, yüz renginin bölgelere göre değişimi eski oyunlara nazara bir kat daha iyi diyebiliriz. Her ne kadar eski tipinden biraz farklı gelse de insana, yeni Desmon’un görsel özellikleri eskisine nazaran çok daha iyi. Aynı şeyi Ezio için de söylemek mümkün elbette. Hoş, ellili yaşlardaki hali ne kadar hoşunuza gider bilmiyorum ama eskiye nazaran görsel açıdan kesinlikle farklı bir Ezio çıkıyor karşımıza. Sanki Ubisoft yılların verdiği yükü ve bilgeliği olabildiğince yüzüne yansıtmaya çalışmış Floransalı kahramanımızın.
Karakterleri bir kenara bırakıp assoliste gelecek olursak o konuda da Ubisoft bizleri hayal kırklığına uğratmıyor sağ olsun. İstanbul 1500’lü yıllarda tam olarak nasıldı açıkçası çok detaylı bilmiyorum ancak Revelations’da karşıma çıkan İstanbul’un kesinlikle o yılları yansıttığını söyleyebilirim. Şehrin tüm bölgelerindeki o canlılık, o otantik hava, cumbalı evleri görünce ciddi anlamda içiniz bir hoş oluyor. Bu arada hemen söyleyeyim oyunda şehre hem İstanbul, hem Constantine, hem de Konstantinyye şeklinde hitap ediliyor.
Anlattıysam Ne Mutlu Bana
NBA 2K14 İnceleme
NBA Live piyasadan çekildi ve meydan tamamıyla NBA 2K serisine kaldı.”
Sizce bu iyi bir gelişme miydi? Bana sorarsanız hayır, değildi. NBA Live’ın çekilmesi NBA 2K’yı basketbol oyunlarında tekel haline getirdi. Tekelleşen oyunlarında maalesef kendilerini geliştirmeme gibi kötü huyları oluyor. Neyse ki EA Sports sonunda iyi haberi verdi ve NBA Live’ın bu sene geri geleceğini duyurdu. Üstelik de oldukça iddialı bir şekilde. Yani bu demek oluyor ki Live ile 2K arasındaki rekabet geri döndü. (Yaşasın rekabet!) Peki, bakalım bu rekabetin NBA 2K14 üzerindeki yansıması nasıl olmuş?
“Aaa, İstanbul diyor, aaa Efes diyor, aaa Fenerbahçe…”
NBA 2K serisi adına 2K14’te olan en büyük gelişme özellikle biz Türk oyuncular için oldukça sevindirici. Oyunda artık Avrupa takımları da yer alıyor. Ancak en önemlisi ülkemizi temsilen bizden iki takımın da oyunda yer alması. Evet, Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker, NBA 2K14’te seçilebilir takımlar arasında. Üstelik bana kalırsa oyuncu tiplerinden, güçlerine kadar oldukça başarılı bir şekilde oyuna yedirilmişler. Yani, “Aman nasıl olsa Avrupa takımları, salla pati ekleriz,” diyerek geçiştirmemişler ve sonucunda iki Türk takımı nur topu gibi oyuna eklenmiş ve hazır olarak bizleri bekler vaziyette.
http://i.ytimg.com/vi/E5cDtPp2Qnc/hqdefault.jpg
![[Resim: xnba-3_1.jpg.pagespeed.ic.PpvOkjwwry.webp]](http://2-ps.googleusercontent.com/h/www.turunculevye.com/uploads/content/xnba-3_1.jpg.pagespeed.ic.PpvOkjwwry.webp)
Tabii Avrupa takımlarının oyuna eklenmesi onlara özel oyun seçeneklerinin yoğun olduğu anlamına gelmesin. Şimdilik sadece eklenmesi bile yeter diyor, önümüzdeki NBA 2K oyunlarına bakıyoruz.
Hazır takımlardan girmişken bir çok klasik NBA kadrosunun da oyunda yer aldığını belirtmeliyim. 90’ların Magic Johnson’lı Lakers kadrosu ve klasikleşmiş Pippen’lı, Rodman’lı ve Jordan’lı Chicago Bulls kadrosu oyunda seçilebilir takımlar arasında kendine yer buluyor. Tabii bunların yanında daha pek çok klasik takımda emrinize amade.
“Lebron ile Bir Gün”
Takımların ardından oynanış elementlerine geçmeden önce NBA 2K14 ile seriye yeni bir modun da eklendiğini belirtmek gerek. Yapımcı firma NBA 2K12’de Jordan ile yaptığını bu sefer Lebron James ile -biraz da tarz değiştirerek- yapıyor. “Lebron: Path to the Greatness” isimli mod ile Lebron’un kariyerinde yer alabiliyorsunuz. Ancak bu modu belki de en farklı kılan nokta sizlere fantastik maçlar yapma şansı tanıması. Örnek olarak; Dwight Howard ile beraber omuz omuza verip, Wade ve Rose ikilisini alt etmeye çalışabiliyorsunuz. Bu gibi farklılıklar modu cazip kılsa da NBA 2K12’de yer alan Jordan moduyla kıyaslanınca maalesef oldukça sönük kalıyor. Üstelik diğer modlarda save yapabilip, Lebron modunda save yapamamız da ayrıca bir eksi olarak bu modun hanesine yazılıyor.
![[Resim: xnba-lebron.jpg.pagespeed.ic.DI_BvypWAk.webp]](http://3-ps.googleusercontent.com/h/www.turunculevye.com/uploads/content/xnba-lebron.jpg.pagespeed.ic.DI_BvypWAk.webp)
Madem modlardan başladık, modlardan devam edelim. Genel olarak oyundaki modlar arasında aşina olmadığımız bir yenilik yok. Sadece mevcut oyun modları üzerine geliştirmeler yapılmış. NBA 2K serisindeki en favori oyun modumdan örnekler vererek konuyu biraz daha açabilirim.
Tek oyuncu alarak kariyer yaptığımız My Player (My Career) kısmı her zamanki gibi yerli yerinde duruyor. Hatta oyunu ilk açışınızda ilk karşılaşacağınız ekran kendi karakterinizi yarattığınız ekran olacak. İsterseniz hemen kendinize bir karakter yaratabilirsiniz, isterseniz de oradan mevcut bir karakter seçip, daha sonra karakterinizi düzenleyebilirsiniz. Karakterinizi yaratmanızın ardından gireceğiniz kariyer moduysa temel mantığını koruyor. Yine oyuncunuzu NBA yıldızlarından biri haline getirmeye çalışıyorsunuz. Zaten 2K Sports’ın bu modu eski serilerde de oldukça seviliyordu. 2K14’te de aksi bir durum söz konusu değil. Her şey yerli yerinde.
![[Resim: xnba-my-player.jpg.pagespeed.ic.uWesXuuVDZ.webp]](http://1-ps.googleusercontent.com/h/www.turunculevye.com/uploads/content/xnba-my-player.jpg.pagespeed.ic.uWesXuuVDZ.webp)
Draft öncesi menajerler ile konuşma, draft heyecanı, ilk maça çıkış gibi detaylar size heyecan vermeye devam ediyor. Gerçek anlamda NBA’de olduğunuzu hissettiriyor. Ancak maç sonu ve pre-draft zamanı karşımıza çıkan konuşmaları hızlı geçme şansımız olsa daha da iyi olurmuş. Çünkü inanın her an o konuşmaları dinleyecek motivasyona sahip olamıyorsunuz. Çoğu zaman konuşmalar çıktığı gibi bilgisayarımın başına geri dönüp, konuşmalar bitene kadar internette gezindim. (Zaten konuşma sonunda konuşmanın tam bir metnini çıkarıyorsun, ne diye uzatıp da zorla konuşmaları dinletiyorsun ki!)
“Tip yok ama hareketlerin, tavrın düzgün.”
2K Sports, iyi başardığı şeyi koruyarak ve geliştirerek NBA 2K14’e de taşımış. Oynanış her zamanki 2K kalitesinde. Hareketler, animasyonlar olabildiğince gerçekçi. Üstelik yeni gelen özellikler ile beraber kontrolün sizde olduğunu daha iyi hissediyorsunuz. Özellikle hızlı bir şekilde artistik paslar atmanıza yarayan, doğrudan asiste yönelik paslar NBA 2K14’ün hücumlarına renk katmış. Kontrolcünüzün arka tetik tuşuna basılı tutarken sağ analogla nereye yön verirseniz pasınız da o doğrultudaki takım arkadaşınızla buluşuyor. Özellikle fastbreak’lerde ve alçak post’ta oyuncunuzu topla buluşturmada oldukça işe yarar bir özellik.
Resmin boyutu 8% (500x282) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (542x305) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
![[Resim: nba-2.jpg]](http://www.turunculevye.com/uploads/content/nba-2.jpg)
Kontrolcünüz ile oyuncunuzun hareketlerini birleştiren bir diğer güzellik ise sağ analog ile yaptığınız hareketler. Sağ analogunuz ile nereye yön verirseniz oyuncunuzun da ona göre bir hareket çıkarması ve rakibini egale etmeye çalışması oyundaki akıcılığı ve gerçekçiliği birkaç derece daha arttırmış.
Oyunda yer alan savunma sistemi de oldukça elden geçmiş. Yapay zekanın size karşı savunması artık daha acımasız. Şutlarınızı bloklamaktan çekinmiyorlar. Oyun içindeki mücadeleyi arttırsa da bu durumun Goaltending sayısını arttırdığını da söylemeliyim. Bazen bir NBA maçı için abartı sayılabilecek derecede Goaltending ile karşılaşıyorsunuz.
Oynanışın bu kadar akıcı olmasını sağlayan asıl konulardan biri de animasyonlar. 2K’nın başardığı bir diğer önemli iş de her zaman için animasyonlar olmuştur. Uzaktan seyreden bir insan bir an için ekrandakinin gerçek maç olduğunu düşünebilir. (Yaşanmıştır.) Animasyonlar bu sene de üstüne koyarak gerçekçiliğini katlamış. Belli başlı oyuncuların gerçekteki şut animasyonları birebir alınmış ve oyuna aynı şekilde aktarılmış. Bunun dışında gerek savunmada gerekse de hücumda fiziksel mücadeleyi artık daha da iyi hissediyorsunuz. Animasyonlardaki kalitenin korunması ve artması seyirciler için de geçerli. NBA 2K14 seyircileri oldukça hareketli ve canlı. Üstelik hem ses olarak hem de görüntü olarak. Şöyle fırsat bulup da maç esnasında taraftarlara baktığınızda birbirinden farklı görünen ve hareket eden taraftarlar görmek benim kadar sizi de mutlu edecektir.
Resmin boyutu 8% (500x282) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (542x305) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
![[Resim: nba-4.jpg]](http://www.turunculevye.com/uploads/content/nba-4.jpg)
Animasyonlar ve seyirci detayları için yaptığım iltifatları maalesef oyunun grafikleri için yapamayacağım. Aslında grafikler genel olarak atmosferi oldukça iyi yansıtıyor. Fakat iş karakter detaylarına geldiğinde NBA 2K14 oldukça eski gözüküyor. Fakat dediğim gibi eğer karakterlerin çok içine girmezseniz çok rahatsız olacağınızı sanmıyorum. Sonuçta maç esnasında grafikler oldukça tatminkar kalıyor.
“Sunum, atmosfer, animasyon.”
Aslında kısaca özet geçmek gerekirse NBA 2K14, bir devrim yaparak karşımıza çıkmıyor. Ağabeylerinin yolunda giderek mevcut olan sistemini koruyor ve irili ufaklı yeni özellikler ekliyor. Bunun yanında sunumu kuvvetlendirmesi de cabası oluyor. Ancak bizleri tatmin edecek yeni modlar sunmaması (Lebron modu o kadar da iyi değil maalesef) gibi eksikleri de var.. Tabii bunun yanında grafiklerin de artık eskimeye başlaması bazı oyuncuları üzebilir. Fakat sonuç olarak, bir basketbol oyunu arıyorsanız şu anda bakmakta olduğunuz oyunun, görebileceğiniz en iyi basketbol oyunu olduğu gerçeği değişmiyor. O yüzden, biri tahtı devralana kadar, en iyisiyle yolumuza devam edelim.
FIFA 14 İnceleme
Geçtiğimiz yıllarda çıkan FIFA oyunları seriye Impact Engine adlı çarpışma motoru, Tactical Defending isimli savunma sistemi ve ilk dokunuş kontrolü gibi oldukça önemli yenilikler getirmişti. FIFA 14’te ise bu tip bir yenilik yok, fakat belki de önceki oyunlardan çok daha fazla kendini geliştirmeyi başarmış bir oyun duruyor karşımızda.
Açıkçası ben, yukarıda saydığım, FIFA serisini derinden etkileyen yeniliklerin benzerinin FIFA 14’te olmayacağından dolayı oyuna biraz soğuk yaklaşmıştım. Yayınlanan videoları seyrediyor, ama FIFA 14’ün FIFA 13’ten çok da farklı olacağına inanmıyordum. Demoyu ilk defa oynadığımda ne kadar çok yanıldığımı anlamıştım. Tam sürüm elime geçtiğindeyse EA’i arayıp özür dilemeyi bile aklımdan geçirdim.
![[Resim: fifa-14-inceleme-3.jpg]](http://www.turunculevye.com/uploads/content/fifa-14-inceleme-3.jpg)
Her Şey Daha Gerçekçi Bir Futbol Oyunu için
FIFA 14’ün en çok hoşuma giden noktası oyunda eksik olduğunu düşündüğüm çoğu noktanın bu seneki oyunla birlikte giderilmiş olması oldu. Bunlar başta olmak üzere oyundaki yeniliklere teker teker değineyim.
FIFA serisinde belki de en çok aradığım özellik pasların tokluğuydu. Daha önceki FIFA oyunlarında pasların oyuncudaki hakimiyeti yerinde olsa da, gidişleri yavaş ve tokluk hissi azdı. FIFA 14’te ilk fark ettiğim yenilik de gelişen paslar oldu. Artık paslar daha hızlı gidiyor ve bu sayede tokluk hissi artmış. Buna paralel olarak ara pasların inanılmaz seviyede geliştiğini söylemeliyim. Önceki FIFA’larda paslar yeterince hızlı olmadığından özellikle uzun ara pası atmada büyük sıkıntılar yaşıyordum. FIFA 14’le birlikte ara pasların da hızları artmış ve oyuna etkileri artık çok daha büyük.
Ara paslarının etkisini arttıran önemli detaylardan biri de yapay zekanın gelişmiş olması. Güçlü takımlarla oynarken takım arkadaşlarınızın yapay zekalarının savunmanın arkasına kaçmak için her saniye başı delik aradığını rahatlıkla fark edeceksiniz. Yapay zekanın geliştiği bir diğer nokta da takım baskısı. Gol bulmak isteyen takımlar artık önde toplu halde baskı kuruyor. Eski oyunlarda sıkça rastladığım defansta pas yaparak skora yatma sorunu bu sayede tarih olmuş.
Bir futbol oyununun olmazsa olmazı şutlarsa bu sene de üstüne bir şeyler katarak gelmiş. Yeni getirilen ‘saf şut sistemi’ sayesinde şutlar daha çeşitli ve daha serbest hissettiriyor. Bu çeşitlilik sayesinde artık her şut daha önce görmediğiniz gollere kapı açabilir.
Paslardan bahsettim ama ortalara değinmeyi unuttum. FIFA 14’te açacağınız ortalar eskisine göre daha sert ve falsolu gidiyor. Ceza sahası içinde de mücadele artmış durumda. Önceki oyunlarda çoğunlukla rahat bir şekilde topa kafa atan oyuncular artık savunma oyuncularıyla daha fazla haşır neşir oluyor.
Daha Fazla Yenilik
FIFA 14’le birlikte kontrollerde bazı değişiklikler yapılmış. Artık çalım hareketleri yapmak için L2 (LT) tuşuna basılı tutmadan sağ analoğunuzla hareketlerinizi yapabiliyorsunuz. Koşar durumdaykense L2’ye basmak zorundasınız, yoksa yine eskisi gibi oyuncunuz depara kalkıyor. L2 tuşundaki zorunluluğunun kalkmasının ana sebebi artık o tuşun farklı bir işlevi olması. Koşmadığınız müddetçe L2’ye basarsanız kontrol ettiğiniz oyuncu topu koruma halinde rakiple topun arasına geçiyor. Bu değişiklik topu korumaya yönelik hoş bir yenilik olmuş.
PES 2014’te olduğu gibi FIFA’ya da yeni depar sistemi getirilmiş. Bu sistem PES’le aynı şekilde işliyor. Hızlı koşularda ani dönüş yaptığınızda artık o yöne kademe kademe gitmek yerine doğrudan dönüyorsunuz. En baştaki alışma evresini atlattığınızda bu yeniliği çalım atmada bile kullanabilirsiniz.
FIFA 14’te en çok hoşuma giden yönlerden biri oyunun hantallaşması oldu. Oyuncular artık daha hantal ama bu iyi yönde bir hantallık. Atak yaparken de savunma yaparken de bu hantallığı hissedebiliyorsunuz. Bu değişiklik oyuna alışma sürecini uzatıyor ama alıştığınız zaman oyundan alacağınız zevk çok daha fazla olacak.
Biraz da diğer ufak tefek hoş yeniliklerden bahsedeyim. Önceki oyunlarda nefret ettiğim insanüstü falsolar artık doğru düzgün bir şekilde yapılmış. Taçtan oyuna topu sokuş daha akıcı ve belki de en önemlisi menüler çok hızlanmış. Eski oyunlardaki ağır menülerden (takım kadrosu ekranı hariç -orası hala ağır-) eser kalmamış. Maç içerisinde oyunu durdurup sağ analogla hızlı taktik değiştirme seçeneği de hoş bir yenilik olmuş doğrusu.
Biraz da Modlara Bakalım
Kariyer modları da elden geçirilmiş bir diğer kısım olmuş. Halihazırda zaten kaliteli olan menajerlik modu FIFA 14’le birlikte, sizin verdiğiniz komutlar doğrultusunda oyuncu arayan çalışanların eklenmesi gibi detaylarla daha da gelişmiş. Kendi oyuncunuzu yaratıp yönettiğiniz Be a Pro modu ise artık çok daha iyi. Önceki FIFA’larda çok zayıf bulduğum bu mod FIFA 14’te sonunda adam edilmiş. Fiziksel özellikleriniz ve seçtiğiniz pozisyonla belirlenen güçlerinizin ortalamasının 67 civarında olduğu bu modda, sıradan bir takımda parlamaya başlayan genç yıldız olduğunuzu artık daha iyi hissedebiliyorsunuz.
Teknik olaraksa, eklenen yeni animasyonlar haricinde oyun yerinde saymış. Yeni nesle geçmenin getirdiği durumdan olsa gerek grafik olarak FIFA 14’ü 13’ten ayırabileceğinizi pek sanmıyorum. Beklentilerimiz oyunun PlayStation 4 ve Xbox One sürümüne kaldı.
Yeni Nesle Beklese miydik?
Getirdiği ufak tefek ama oldukça fazla ve önemli yenilikleriyle FIFA 14 seriyi bir adım daha yukarı çıkarmış. Tek eksik olarak teknik detayların yerinde saymasını söyleyebilirim, ancak oyunun yeni nesil versiyonunda kullanılan Ignite motoru sayesinde bu eksik de giderilecek. Eğer o zamana kadar bekleyemiyorsanız FIFA 14’ü almamak için bir sebebiniz yok demektir.
Açıkçası ben, yukarıda saydığım, FIFA serisini derinden etkileyen yeniliklerin benzerinin FIFA 14’te olmayacağından dolayı oyuna biraz soğuk yaklaşmıştım. Yayınlanan videoları seyrediyor, ama FIFA 14’ün FIFA 13’ten çok da farklı olacağına inanmıyordum. Demoyu ilk defa oynadığımda ne kadar çok yanıldığımı anlamıştım. Tam sürüm elime geçtiğindeyse EA’i arayıp özür dilemeyi bile aklımdan geçirdim.
![[Resim: fifa-14-inceleme-3.jpg]](http://www.turunculevye.com/uploads/content/fifa-14-inceleme-3.jpg)
Her Şey Daha Gerçekçi Bir Futbol Oyunu için
FIFA 14’ün en çok hoşuma giden noktası oyunda eksik olduğunu düşündüğüm çoğu noktanın bu seneki oyunla birlikte giderilmiş olması oldu. Bunlar başta olmak üzere oyundaki yeniliklere teker teker değineyim.
FIFA serisinde belki de en çok aradığım özellik pasların tokluğuydu. Daha önceki FIFA oyunlarında pasların oyuncudaki hakimiyeti yerinde olsa da, gidişleri yavaş ve tokluk hissi azdı. FIFA 14’te ilk fark ettiğim yenilik de gelişen paslar oldu. Artık paslar daha hızlı gidiyor ve bu sayede tokluk hissi artmış. Buna paralel olarak ara pasların inanılmaz seviyede geliştiğini söylemeliyim. Önceki FIFA’larda paslar yeterince hızlı olmadığından özellikle uzun ara pası atmada büyük sıkıntılar yaşıyordum. FIFA 14’le birlikte ara pasların da hızları artmış ve oyuna etkileri artık çok daha büyük.
Ara paslarının etkisini arttıran önemli detaylardan biri de yapay zekanın gelişmiş olması. Güçlü takımlarla oynarken takım arkadaşlarınızın yapay zekalarının savunmanın arkasına kaçmak için her saniye başı delik aradığını rahatlıkla fark edeceksiniz. Yapay zekanın geliştiği bir diğer nokta da takım baskısı. Gol bulmak isteyen takımlar artık önde toplu halde baskı kuruyor. Eski oyunlarda sıkça rastladığım defansta pas yaparak skora yatma sorunu bu sayede tarih olmuş.
Bir futbol oyununun olmazsa olmazı şutlarsa bu sene de üstüne bir şeyler katarak gelmiş. Yeni getirilen ‘saf şut sistemi’ sayesinde şutlar daha çeşitli ve daha serbest hissettiriyor. Bu çeşitlilik sayesinde artık her şut daha önce görmediğiniz gollere kapı açabilir.
Paslardan bahsettim ama ortalara değinmeyi unuttum. FIFA 14’te açacağınız ortalar eskisine göre daha sert ve falsolu gidiyor. Ceza sahası içinde de mücadele artmış durumda. Önceki oyunlarda çoğunlukla rahat bir şekilde topa kafa atan oyuncular artık savunma oyuncularıyla daha fazla haşır neşir oluyor.
Daha Fazla Yenilik
FIFA 14’le birlikte kontrollerde bazı değişiklikler yapılmış. Artık çalım hareketleri yapmak için L2 (LT) tuşuna basılı tutmadan sağ analoğunuzla hareketlerinizi yapabiliyorsunuz. Koşar durumdaykense L2’ye basmak zorundasınız, yoksa yine eskisi gibi oyuncunuz depara kalkıyor. L2 tuşundaki zorunluluğunun kalkmasının ana sebebi artık o tuşun farklı bir işlevi olması. Koşmadığınız müddetçe L2’ye basarsanız kontrol ettiğiniz oyuncu topu koruma halinde rakiple topun arasına geçiyor. Bu değişiklik topu korumaya yönelik hoş bir yenilik olmuş.
PES 2014’te olduğu gibi FIFA’ya da yeni depar sistemi getirilmiş. Bu sistem PES’le aynı şekilde işliyor. Hızlı koşularda ani dönüş yaptığınızda artık o yöne kademe kademe gitmek yerine doğrudan dönüyorsunuz. En baştaki alışma evresini atlattığınızda bu yeniliği çalım atmada bile kullanabilirsiniz.
Resmin boyutu 21% (500x286) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (630x360) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
![[Resim: fifa-14-inceleme-2.jpg]](http://www.turunculevye.com/uploads/content/fifa-14-inceleme-2.jpg)
FIFA 14’te en çok hoşuma giden yönlerden biri oyunun hantallaşması oldu. Oyuncular artık daha hantal ama bu iyi yönde bir hantallık. Atak yaparken de savunma yaparken de bu hantallığı hissedebiliyorsunuz. Bu değişiklik oyuna alışma sürecini uzatıyor ama alıştığınız zaman oyundan alacağınız zevk çok daha fazla olacak.
Biraz da diğer ufak tefek hoş yeniliklerden bahsedeyim. Önceki oyunlarda nefret ettiğim insanüstü falsolar artık doğru düzgün bir şekilde yapılmış. Taçtan oyuna topu sokuş daha akıcı ve belki de en önemlisi menüler çok hızlanmış. Eski oyunlardaki ağır menülerden (takım kadrosu ekranı hariç -orası hala ağır-) eser kalmamış. Maç içerisinde oyunu durdurup sağ analogla hızlı taktik değiştirme seçeneği de hoş bir yenilik olmuş doğrusu.
Biraz da Modlara Bakalım
Kariyer modları da elden geçirilmiş bir diğer kısım olmuş. Halihazırda zaten kaliteli olan menajerlik modu FIFA 14’le birlikte, sizin verdiğiniz komutlar doğrultusunda oyuncu arayan çalışanların eklenmesi gibi detaylarla daha da gelişmiş. Kendi oyuncunuzu yaratıp yönettiğiniz Be a Pro modu ise artık çok daha iyi. Önceki FIFA’larda çok zayıf bulduğum bu mod FIFA 14’te sonunda adam edilmiş. Fiziksel özellikleriniz ve seçtiğiniz pozisyonla belirlenen güçlerinizin ortalamasının 67 civarında olduğu bu modda, sıradan bir takımda parlamaya başlayan genç yıldız olduğunuzu artık daha iyi hissedebiliyorsunuz.
Teknik olaraksa, eklenen yeni animasyonlar haricinde oyun yerinde saymış. Yeni nesle geçmenin getirdiği durumdan olsa gerek grafik olarak FIFA 14’ü 13’ten ayırabileceğinizi pek sanmıyorum. Beklentilerimiz oyunun PlayStation 4 ve Xbox One sürümüne kaldı.
Resmin boyutu 21% (500x281) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (630x354) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
![[Resim: fifa-14-inceleme-3.jpg]](http://www.turunculevye.com/uploads/content/fifa-14-inceleme-3.jpg)
Yeni Nesle Beklese miydik?
Getirdiği ufak tefek ama oldukça fazla ve önemli yenilikleriyle FIFA 14 seriyi bir adım daha yukarı çıkarmış. Tek eksik olarak teknik detayların yerinde saymasını söyleyebilirim, ancak oyunun yeni nesil versiyonunda kullanılan Ignite motoru sayesinde bu eksik de giderilecek. Eğer o zamana kadar bekleyemiyorsanız FIFA 14’ü almamak için bir sebebiniz yok demektir.