OYUN TANITIMI: Aralık 2014

Pes 2014

Pes 2014 incelemeleri

FİFA 2014

FİFA 2014 OYUN İNCELEMELERİ

Assassin's Creed

Assassin's Creed:Revelations oyun İncelemesi

Need for Speed: Rivals

Need for Speed: Rivals videolu oyun incelenmesi

Mass Effect 3

Your Mass Effect 3 videolu oyun incelemesi

Grand Theft Auto V (İnceleme) (PS4)

Unknown 20:29 | , , , , , ,

Bazı oyunlar, diğer tüm oyunlardan farklıdır. Ne zaman geldikleri, ne yenilikler getirecekleri veya ne anlatacakları önemli değildir. Elbette saydığım özelliklerin hepsi her oyun için önemlidir ama, o bazı oyunlardan bir şekilde inanılmaz eminizdir. Bizi ne olursa olsun hayal kırıklığına uğratmayacaklardır.

Bilmem kaç yıldır içinde bulunduğum oyun dünyasında benim için iki oyun ve bir firma bu mertebededir. The Elder Scrolls serisi, Grand Theft Auto serisi ve Naughty Dog. Bu isimlere ait her bir parçanın inanılmaz değerli ve özel olduğunu düşünmekteyim. Hani, beklentinin anlamsız olduğu, zaten tüm beklentileri aşacaklarına inandığınız yapımlarla karşı karşıyasınızdır.

GTA serisiyle ilk tanışmanızı hatırlıyor musunuz? Bunu cidden sormak istedim? İlk nerede ve nasıl efsanenin tadına vardınız? Grand Theft Auto, GTA III,  GTA IV, Trevor?

Bundan yıllar önce bir arkadaşımın evine konuk olduğumda GTA II ile efsaneye girişimi yapmıştım. Henüz orta bir öğrencisi olarak ne o dünyanın sunduğu hikayeyi ne de başka şeyleri umursuyordum. Beni çeken tek şey dalgaların köpürmesiydi...

Kuşbakışı bir haritada tüm kuralları yıkmak ve arabaları patlatmak inanılmaz eğlenceli gelmişti. Aylarca bunu yaptım. Hiç sıkılmadan o doyumsuz oyunun keyfine vardım. Arada görev filan alıyordum ama diyorum ya, umurumda bile değildi. Oynadığım şeyin büyüsü bugün bile benim peşimi bırakmış değil. Sanırsam aynı hissi GTA II hariç sadece iki oyunda yaşadım. The Elder Scrolls: Daggerfall ve Half-Life 2.

Akabinde GTA III duyurulduğunda ailecek kendimizden geçtik. TPS'ye geçiş yapacak serinin eleştirileri bitmek bilmiyordu. Yok efendim, acaba bu yenilik oyunu batıracak mıydı? Yok efendim, eski hissiyat kayıp mı olacaktı?

Uzun bir süre bilemedim. Çünkü kendisi benim emektar bilgisayarımdan çok fazla şey istiyordu. Bir kaç yıl arkadaşlarıma imrenerek, evde GTA II oynamaya ve kendi kendimi eğlendirmeye devam ettim. İki ek oyun olan Vice City ve San Andreas çıktığında da durum değişmemişti. İnsanlar oynuyor, ben izliyordum. 

Yeni bilgisayarıma ve sonraları elime geçen PS2'ye kavuştuğumda işler değişmişti. Doyasıya oynadım ve GTA evrenini özümsedim. Serinin halen en iyi oyunu olarak görülen San Andreas'taysa kendimden geçtim.

Bu böyle sürüp gitti. İlk GTA'yı oynarken bir ufaklıkken, GTA V'e geldiğimde aradan geçen yılların çokluğu ve oyunun bir an bile bozulmamış oluşu her zaman beni etkiledi.

GTA V hakkında çok yazıldı, çok çizildi. Ondan bir kez daha uzun uzadıya bahsetmeyeceğiz elbette ama tıpkı The Last of Us Remastered gibi, GTA V'in yeni versiyonunu da özel kılan belli başlı şeyler var. 


Her Şey Yeni, Her Şey Nesil!

Kullandığım başlık hem doğru, hem yanlış bir tabi aslında. GTA V sonuçta yeni nesil için geliştirilmiş bir oyun değil. Farklı bir grafik teknolojisi filan kullanmıyor. Muhtemelen tıpkı The Last of Us'ta olduğu gibi, önceki konsollarda uygulayamadıkları belli başlı özellikleri, PS4 ve Xbox One için erişebilir kılıyorlar.
En önemlisi oyun 1080p olarak yeni nesle geçmiş durumda. Çözünürlük demek detay demektir ve GTA V işte bunun hakkını sonuna kadar veren bir oyun. Ekranda çizilen mesafenin de inanılmaz artması oyunculara daha derin daha gerçekçi bir oyun tecrübesi sunuyor.

Diğer önemli grafiksel gelişmeyse kaplamaların ve karakter modellemelerinin üzerinden geçilmesi oluyor. Zaten bugüne kadar tonlarca karşılaştırma videosu izlediniz, nasıl göründüğünü de biliyorsunuz. Yeni GTA V'in manzaraları bu yönüyle gerçekten muhteşem görünüyor. Şehir hayatından sıkılıp, kendinizi dağa bayıra vurduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Zaten siz gitmeseniz bile Trevor'u muhtemelen oralarda bir yerde sızmış olarak bulacaksınız.

GTA V, Dualshock'un imkanlarından da eğlenceli bir şekilde yararlanmayı biliyor. Telefon görüşmeleriniz sırasında karşı tarafın sesi Dualshock 4'ün minik hoparlöründen geliyor. Karakter geçişlerinde ve polis ararken Dualshock'un ışığı farklı renklere bürünüyor. Kuşkusuz çok gerekli değiller ama hoş detaylar. Özellikle karanlık bir ortamda polisler ararken elinizdeki cihazın da polis ışığına dönüşmesi sizi eğlendirecektir.

Oyunun çıkmasına aylar kala bir ekran görüntüsüyle ortaya çıkan FPS modu çok konuşulmuştu. PS3 üzerinde oyunu çoktan bitirmiş biri olarak en merak ettiğim özellik FPS modu olmuştu. Rockstar'ın neden çok iyi bir firma olduğunun en büyük kanıtlarından birisidir bu özellik. Çok iyi, çok güzel olduğu için söylemiyorum, adamların; "İşte Birinci şahısı ekledik, oh ne güzel!" demenin ötesinde, bunla hakikaten uğraşmış olmaları beni etkiledi.

Bu modu istediğimiz gibi özelleştirebiliyoruz. Hem farklı hareketler sırasında oyunun TPS/FPS arasında geçiş yapmasını seçebiliyorsunuz (araba sürmek, koşmak vb.) hem de hedef seçeneklerini ayarlayabiliyorsunuz. FPS modunun başarılı olması ve oyun içindeki tüm animasyonlara farklı bir bakış açısı (Yuh! İlk önce aşı yazdım :)) getirmesi, yenilenmiş versiyonlar sunduğunu iddia eden birçok başarısız Remastered oyununa açık bir ders olmuş.

Eğer oyunu PS3/Xbox 360 üzerinde deneyim ettiyseniz, oyunu yeniden satın almak için grafiksel gelişme ve FPS modundan daha fazla yenilik isteyebilirsiniz. GTA V, yeni eventler, yeni araçlar ve Michael'ın başrolde olduğu bir yan hikaye serisi sunuyor. 

Tüm bunların dışında ana senaryonun 30 saatlik devasa tecrübesi sona erince, yan görevler ve eventlerden de gına geldiğinde kendinizi atacağınız Online bölüm tamamen geliştirilmiş durumda. 

GTA Online bölüm artık 30 kişiyi destekliyor. İkinci olarak, deathmatch ve yarışlar oyuna eklenmiş durumda. Üstelik FPS modunu GTA Online ile de kullanabiliyorsunuz. Bu durum yarış oyunlarını kokpit içinden oynamayı sevenleri hayli tatmin edecektir. 

İşin kötü kısmıysa tıpkı ilk GTA Online gibi oyuncular yine servise bağlanmakta çok zorluk çektiler. İlk çıkışında yine oyuna giremedik, eski karakterlerimizi oyuna aktaramadık ve birçok oyuncu ön sipariş bonusu olan 500.000 doları alamamaktan şikayetçi oldu. Zaten GTA V'in belki de gözle görülen en büyük eksisi de bu oldu.


Sonuç! Sonuçlar önemlidir. GTA serisi önemlidir. Bir oyunun nasıl yeniden geliştirilip, yeni nesle sunulacağının en büyük derslerinden birisidir. Eğer PS3/Xbox 360 zamanı bu oyunu oynamadıysanız, zaten düşünmeyin bile, alın! Çünkü GTA V bugüne kadar yapılmış en iyi oyunlardan birisi ve yeni nesilde de durum hiçbir şekilde değişmiyor.

Genel olarak eski nesilden farklara değindiğimiz bu inceleme dışında, daha detaylı bakışlara göz atmak isterseniz:
Read More

Game of Thrones: Episode One - Iron From Ice (İnceleme) (PC)

Unknown 20:26 | , , , ,

Oynadığım tonla Telltale oyunundan sonra, sanırsam getirdikleri macera oyunu tarzını benimsemeye başlıyorum. Hayır, fikirlerim değişmedi ve değişmesi de mümkün değil. Macera oyunlarının altın çağından kalma alışkanlıklarım hala, 'Bu Adventure oyunu değil.' diyor ama nasıl desem, insan oynadıkça alışıyor işte.

Kısa bir süre önce teşrif eden Tales From the Borderlands beni birçok yönden şaşırtmıştı. Özellikle oyunun orijininde de bizi karşılayan grafik tarzı, bulunduğum hikayeye karşı hiç yabancı hissetmemi sağlamıştı. Yine Borderlands'e özgü mizah sosu, oyunu harika olarak nitelendirmeme yetmişti.


Game of Thrones: A Telltale Games Series

Ne oldu da Game of Thrones bu şekilde karşımıza çıktı, inanın bilmiyorum. Kesinlikle ve kati suretle kötü bir oyun değil. Telltale'ın usta kalemleri, hem dizi hem de Buz ve Ateşin Şarkısı'yla ortak yürütülen projede harikalar yaratmışlar. Hikaye anlatımı sizi 2 saatliğine de olsa alıp, entrikanın kol gezdiği topraklara götürüyor.

İlk kez Telltale oyunu bu kadar göze batıyor ve belli noktalarda insanı rahatsız bile ediyor. Diyorum ya, hikaye harika, hatta açılış sahnesi dillere destan.... Daha doğrusu olabilirdi. Görsel bütünlük sağlanamadığı için oyunun içine girmekte bazen gerçekten zorlanıyorsunuz.

Oyun, bizi dizilerde hiç anlatılmamış, sadece kitapları okuyanların bilebileceği bir hanedanın öyküsüne ortak ediyor. Forrester'ların Kuzey'in Savaşı'nda oynadıkları rolü değerlendirmek açısından da büyük bir eksikliği, kendi açısından tamamlamış oluyor.

Altı sekanslık ilk bölüm yukarıda da belirttiğim gibi 2 saate yakın bir oynanış zamanı sunuyor ve bize hem köylü hem de asil Forrester'ların kontrolünü veriyor. Forrester'lar ilk gördüğünüz andan itibaren size hiç yabancı gelmiyorlar çünkü bariz bir biçimde Stark hanedanı referans olarak alınmış. Bu durumu oyunun her saniyesinde hissediyorsunuz. İyi mi kötü mü, siz bir oyuncu olarak daha iyi karar verebilirsiniz -ki benim gayet hoşuma gitti.

Iron From Ice ile 3 karakteri yöneterek Game of Thrones dünyasına Telltale Games'in bakış açısından giriş yapıyoruz. Hem de ne giriş!

Açılış sahnesi ilk diyaloglardan itibaren sizi 'acaba?' (Diziyi izlemiş veya kitapları okumuşsanız) noktasına sürüklüyor ve gerçekten de tahmin ettiğiniz bir eylem gerçekleşiyor. Üstü kapalı, altı yuvarlak bir anlatım için özür dilerim ama lütfen... Burada Game of Thrones'tan bahsediyoruz, verebileceğim herhangi bir spoiler bile ölüm tehditleri almama neden olabilir.

Game of Thrones: A Telltale Games Series

Game of Thrones: A Telltale Game Series'e Lord Forrester'ın uşağı Gregor'u (Gared Tuttle) yöneterek başlıyoruz. Bildiğiniz gibi, Telltale oyunlarında genelde tek karaktere bağlı kalmayız, domuz çiftçisinin oğluyla bir miktar süre geçirdikten sonra Ethan ve Mira'nın da anlatacaklarını dinliyoruz. Hikaye, diyaloglar, sahne ve karakter geçişleri her zaman olduğu gibi ustaca hazırlanmış.

Açılış açılış diye tutturdum, en önemli olaydan bahsetmeyi az kalsın unutuyordum. Game of Thrones: A Telltale Game Series, HBO çıkışlı diziyle aynı jeneriğe sahip. O tanıdık müzik ve jenerik eşliğinde uçup gidiyor insan. Eminim ki ilerleyen bölümlerde diğer şehirler ve bölgeler de aynı mantıkla jeneriğe eklenecektir. Game of Thrones oyunun başka türlü başlaması beklenemezdi zaten.
Oynanış konusu merak edenler, boşuna beklemesinler çünkü Telltale Games kendi oynanış stili dışına çıkmamakta kararlı görünüyor. Halen etrafta dolanıp eşya topladığımız bölümler, diyaloglar ve aksiyon sahneleri olmaz üzere, oynanış 3 farklı dala ayrılıyor. Bunlardan en güdük olanı elbette eşya toplayıp, maksimum 15 saniyede çözülen bulmacamsılardan oluşan oynanış kısmı oluyor.

Aksiyon sahnelerinde bizden belli tuşlara zamanında basmamız isteniyor. Q'ya sürekli bas, sol tarafa bas, sağa atla, fareyi basılı tutup silahını kavra tadında ki oynanış ağzımıza bir parmak sahte bal çalmaktan başka bir işe yaramıyor.

Diyaloglar ise bambaşka bir alan. Telltale Games bu işi biliyor, bu işi iyi yapıyor ve hikayelerinin böylesine sevilmesinin tek nedeni de ustaca yazılmış diyaloglar ve seçim anları.


Game of Thrones: A Telltale Games Series

Rahat olun, iki arada bir derede kalmak deyimini sıkça yaşayacaksınız. Hatta ekrana boş bir şekilde bakıp size verilen diyalog süresinin bitmesine bile şahit olacaksınız. Game of Thrones, eserin kendine has gergin atmosferini sonuna kadar vermeyi başarıyor.

Peki, sorun ne? Sorun ilk görseller paylaşıldığından beri ortada, apaçık duruyor. Grafiklere söz söylemek, sadece hikayesiyle ön plana çıkmak isteyen bir yapım için abes kaçıyor gibi görünebilir ama değil. Oyunun çevre görselleri gayet güzel görünüyor, lakin karakterler, yakın plandaki kaplamalar ve animasyonlar felaket. Öyle böyle değil. The Walking Dead, Wolf Among Us ve Tales From the Borderlands'in cell-shade stiline alışmışken ani bir kararla daha gerçekçi bir tarzın benimseneceğini öğrendiğimde böyle bir şey beklemiyordum.

Yağlı boya ile boyanmış karakterler ve çevre daha ilk andan itibaren insanın gözüne batıyor. İnternette şöyle bir görüşe rast gelmeniz olası: Daha önce görmediğimiz karakterler aslında pek sorun yaratmıyor ama diziden hatırladığınız birçok sima foyayı ortaya çıkartıyor. Margaery Tyrell, Ramsay Snow gibi tanıdık yüzleri gördüğünüzde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Kötü görselliğe rağmen hikayeye odaklanırsanız, Game of Thrones size gerçekten sağlam bir senaryonun ilk parçasını hediye ediyor. Dizi oyuncularının seslendirmeleri sayesinde bazı noktalarda kötü grafikleri ve animasyonları bile göz ardı edebiliyorsunuz.

Game of Thrones: A Telltale Games Series

Bölüm boyunca her şey çok hızlı geliştiği için bazen "Ne oluyor yahu burada?" gibisinden durumlara düşmeniz de olası durum. O noktada Codex menüsü yardımınıza koşuyor ve kim nedir okuyup öğrenebiliyorsunuz.

Game of Thrones: A Telltale Game Series, Tales From the Borderlands kadar sağlam olmasa da güzel bir başlangıç yapmayı başarıyor. Eğer Game of Thrones evrenini çok seviyorsanız düşünmeden alın. Ha, ben oyununu oynamak istiyorum, bana ne kuzeyin krallarından diyorsanız da indirime filan girmesini bekleyin, çünkü oyun bu haliyle sadece dizinin takipçilerine hitap ediyor.
Read More

Metal Gear Solid V: Ground Zeroes (PC) (İnceleme)

Unknown 11:16 | , , , , , , , , , , , ,

Oyunlar artık hayatımızda o kadar önemli bir yer edinmiş ki, kendinizi oyunlardan koparamıyorsunuz. En azından bu benim geçerli diyebilirim. Geçen sene çıkan Metal Gear Solid V: Ground Zeroes'u suyunu çıkarabildiğim kadar oynadım.  Süresi ne kadar kısa olursa olsun, "MGS" harfleri benim için çok önemli bir hazine. Defalarca bitirmiş olmama rağmen, PC sürümü duyurulduğunda sanki bambaşka bir oyun geliyormuş gibi sevindim. Metal Gear Solid 2'den beri konsollara özel olarak piyasaya çıkan seri, artık yeni nesille birlikte, yıllar sonra PC'yi ziyaret etti. Biz de tabii ki boş durmadık ve incelemesinin başına oturduk.

Kept you waiting huh?


Hikayeye giriş yapmak gerekirse, Metal Gear Solid Peace Walker'dan sonra, 1975 yılında Big Boss, Chico'nun hayatta kaldığını öğrenir ve Snake buna göre hareket eder. Aradan geçen olaylardan da daha sonra Paz'ın okyanusta sürüklenirken kurtarılıp, Chico ile birlikte, Cheper grubu tarafından Camp Omega adlı bir bölgede esir olur. Bizim görevimiz de Big Boss olarak Chico ve Paz'ı kurtarmaktır. Zaten oyun kısa olduğundan daha fazla hikayenin detayına girmeyeceğim. Zaten doğal olarak ara sahnelerin az olmasından da dolayı, girmem mümkün değil. 


Belirttiğimiz gibi Metal Gear Solid 'den beri hiçbir MGS oyunu PC için çıkmamıştı. Bu yüzden kafalarda az çok soru işareti bırakmıştı. Yıllardır konsolda oynanan efsanevi yapımın, PC'de nasıl bir performans göstereceği merak konusuydu. Çıkışını yaptıktan sonra gerçekten de üzerinde uğraşılmış ve harika optimize edilmiş olduğu anlaşılıyor. İyi bir bilgisayarda, neredeyse tüm ayarlar yüksek kalitede inanılmaz iyi bir frame rate oranıyla karşılaşıyoruz. Bu konuda Hideo Kojima ekibini bir kez daha kutlamak gerektiğini söylemeliyim. Bu arada belirtmemiz gerek, Nvidia kartınız varsa oyundaki performanstan daha iyisini bulabileceksiniz.


Big Boss'u idare etmek gayet kolay!


Gelelim kontrollere, Metal Gear Solid 2'nin PC sürümü hatırlayanlar kontroller konusunda ne kadar sıkıntı çektiklerini hatırlarlar. Tabii, o zamanların oynanış mekaniklerinin farklı olmasından ve PlayStation 2'den port edilmiş ötürü bazı sıkıntıları vardı. Fakat Konami bunu da düşünmüş ki, aradan geçen uzun yıllar sonra Metal Gear Solid V: Ground Zeroes'un PC'deki basit bir porttan ibaret olmadığını bizlere göstermiş oldu. Ben oyunu oynarken, ilk başlarda az da olsa zorluk yaşamıştım. Ancak, bunca yıldır konsolda MGS serisini oynadığım için gayet doğal karşılamıştım. Fakat daha sonra alışınca, oyunun kontrollerinden de keyif aldım. Sizin de belli bir süre sonra kontrollere alışacağınızı varsayıyorum. 

PlayStation 4 ve Xbox One'daki sunulan görsellikle takdire şayan bir iş çıkaran MGS: V Ground Zeroes'un PC sürümü ise bize bu görsellikten biraz daha fazlasını veriyor. Özellikle netlik, uzak çizim mesafesi ve detay seviyesi oyunun PC sürümünde bir üst kademeye çıkmış. Fox Engine'in sunduğu ışıklandırmalar ve kaplamalar çok daha temiz bir şekilde bizleri karşılıyor. Özellikle 4K destekli bir monitörde oyunu deneyim ederseniz, gözleriniz resmen bayram edecektir.

Teknik anlamda önceki sürümlere göre karşılaştırma yaparsak, MGS V: Ground Zeroes'un PC sürümü birkaç adım daha önde diyebiliriz. PlayStation 4 sürümünü geçtiğimiz yıl denediğimizde, uzaktaki nesnelere yaklaşınca (çim ve ot gibi) tekrar ortaya çıkıyordu. Oyunu PC versiyonunda bu durum biraz daha aza indirgenmiş.

Her şey aynı, ama daha güzel


PlayStation 4 sürümünü daha önce incelediğimiz için daha fazla detaya girmek istemedik. Eksi olarak oyunun kısa bir oynanış süresine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ana görevler ortalama 2 saat sürüyor. Tabii, siz de daha kısa bir süre içerisinde bitirebilirsiniz. Eğer ben Metal Gear Solid'i bildiğim gibi yavaş ve tadında oynamak istiyorum derseniz, yan görevlerle birlikte oyunun oynanış süresini 8-12 saate çıkarabilirsiniz. Yan görevler aynı bölgede geçiyor. Sadece, farklı görevler ve zaman dilimleriyle tekrar oynanabilirliği arttırıyor. Bu da serinin hayranlarını tatmin edecek bir düzeyde olmuş. 


Dediğimiz gibi Ground Zeroes, ana oyunun sadece Prologue, yani giriş kısmını oluşturuyor. Eğer The Phantom Pain'e giriş yapmadan evvel oynanış mekaniklerini öğrenmek istiyorum diyorsanız, Ground Zeroes ile keyifli vakitler geçirebilirsiniz. Daha fazlası için, Metal Gear Solid V: The Phantom Pain'i beklemekten başka çaremiz yok.
Read More

The Talos Principle (İnceleme) (PC) Oyun değil, adeta bir sanat eseri

Unknown 11:13 | , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Dikkatini ver çocuğum... Sen topraktan yükseldin ve benim bahçemde yürümeye başladın..."

-Elohim

"Zeus, Europe'yi beğenir ve ilgisini ister. Bu yüzden boğaya dönüşüp kızın yanına gider. Önce hayvandan ürken Europe, önce kaçmak istese de, sonradan bu beyaz hayvanın muhteşemliğine kendini kaptırır. Korkusu tamamen geçen Europe, bir boğa görünümündeki Zeus'un sırtına biner ve beraber Girit'e giderler.

Burada, bir çınar ağacının gölgesinde Zeus ve Europe birlikte olurlar. Bu aşkın anısına Zeus çınar ağacını hiç yapraklarının solmamasını ve hep yeşil kalmasını sağlar. 

İlerleyen dönemde Europe, Zeus'a 3 oğul armağan eder (Sarpedon, Radamanthys ve Minos). Zeus bunun karşılığında kıza 3 hediye verir. (Görevi Europa'yı korumak olan, Hephaistos'un maharetli ellerinden çıkma bir robot, Talos, sağdık köpek Lailaps ve muhteşem, hedefinden şaşmayan bir mızrak).


Talos ikilinin aşkından esinlenilerek özel olarak yapılmış bir robottur. Hephaistos, Zeus'un isteği üzerine robotu, insan vücudunda ve boğa kafasıyla işledi. İnsan-makine ırkının son üyesi olan Talos'un görevi Girit'i ve Europe'yi korumaktı.

Hephaistos onu günde üç kez Girit sahillerini dolaşacak şekilde yapmıştı. Yıllarca adayı yabancı gemilerden başarıyla korudu. Sahilde bulunan kayaları gemilere atıyor ve onların parçalanmasına sebep oluyordu. 

Gemilerden kurtulup, adaya ayak basmayı başarabilenleriyse korkunç bir son bekliyordu. Talos, bronz bedenini önce alevlerde iyice ısıtıp, kor haline getiriyor, sonra da yakaladıklarını göğsüne bastırarak eritiyordu.

Talos, Argonautlar onun yaşam sıvısını boşaltıp öldürene kadar Europe'yi korumaya devam etti. "

***

Donuk bir şekilde ekrana bakıyorum. Ne söylersem söyleyeyim, ne anlatırsam anlatayım hislerimi buraya tam bir şekilde yansıtamam. The Talos Princible'la geçirdiğim her oyun sekansı sonrasında saatlerce yürüyüp düşünmek istiyorum. Sentetikleri işleyen onca oyun oynadım ama bir sentetik varlığın penceresinden insanlığa bakmam bugüne kadar hiç istenmemişti. Hiç bir oyun benden insan hayatını tüm aşamalarıyla, farklı formlarda yaşamamı istememişti. Amaçların mühür olduğu, ilişkilerin ekranın ardındaki bir yazı olduğu evrende hem bize uzak, hem bize çok yakın...

"Tapınağım seni bekliyor çocuğum, oraya git."

-Elohim

Talos Principle'ı özel kılan o kadar çok şey var ki... Derin bir mitoloji, insanı gerçekten düşündüren yoğun bir felsefe ve muhteşem hikaye anlatımı, yine aynı güzellikte bir bulmaca sistemiyle birleşince, son yıllarda oynadığınız en iyi macera oyunu ortaya çıkıyor.
Read More

World of Warcraft: Warlords of Draenor - Beta İnceleme

Unknown 11:08 | , , , , , ,

Resmin boyutu 12% (500x711) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (563x800) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: aBQy84.jpg]

World of Warcraft: Warlords of Draenor - Beta İnceleme

Yıllar yıllar önce bizlere sunulan bir lütuftu bu. Warcraft dünyası. Kim bilebilirdi birkaç akıllının ufacık bir fikirden bambaşka bir dünya yaratacağını ve bu dünyanın oyun sektörünün MMO dalına hakim olacağını, bir imparatorluk kuracağını.
Hepimiz biliriz ki aslında bir oyunun ömrü belli bir yere kadar. Efsaneler efsanesi olmadığı ve tadında bırakılmadığı sürece zamanı ve ömrü dolar bir oyunun. Eğer Blizzard bize bir oyun verseydi, tabii ki de bu kategoriye dahil ederdik, edebilirdik. Fakat Blizzard n'aptı?
Blizzard bizlere oyun vermedi, hayat verdi. Bir deneyim verdi. Keşfedilebilecek uçsuz bucaksız dünyalar, uğruna savaşacak birçok neden verdi. Asla bitmeyecek bir maceranın içerisine girdiğimizi biliyorduk. Ya da şunu mu söylemeliyiz; "Asla bitmeyeceğini umduğumuz."

...

Lich King'ten sonra hafif bir tökezleme evresine giren Blizzard, olayı Mists of Pandaria'da patlatmıştı. Deathwing'e hadi neyse diyoruz, çünkü hatırı sayılır heyecanını korumuştu her zaman, fakat Blizzard Mists of Pandaria'da yaptı ne yaptıysa. Hayır, beni yanlış anlamayın. Ben ek pakete kötü demiyorum. Hatta bana göre, Mists of Pandaria WoW kültürünü tekrar canlandıran, ona hayat veren tek ek paketti. Ben Blizzard'a kötü diyorum. Pis Blizzard. Git buradan. 
Yenilik getireceğim diye yaptıkları değişikliklerle birçok oyuncunun kalbini kıran Blizzard, özellikle talent sistemini değiştirmekle büyük bir hata yaptığını farkına vardı (mı?). Özellikle PvP oyuncularının oyundan kaçtığı o dönemden sonra, bizlere bir anda Warlords of Draenor duyuruldu. 
Ne yalan söyleyelim, karakter detaylarının değişmesinden yeni gelen oyun içi özelliklere, "farklı bir şey" umudunun verilmesine kadar dışarıdan güzel görünen bir duyuru olmuştu.
Alıntıdır:Batuhan Kavruk[TuruncuLevye]


Blizzard, Warlords of Draenor İçin Sistem Gereksinimlerini Açıkladı

Blizzard, World of Warcraft'ın beşinci eklenti paketi olacak Warlords of Draenor için sistem gereksinimlerini açıkladı. Oyuncular yeni ek paketle birlikte sistemlerinde de değişikliğe gidecek mi dersiniz?
Warlords of Draenor'da ilk tanıtılan şeylerden biri yeni karakter modellemeleriydi. Neredeyse tüm ırklar yeniden karakter modelleri alacakken oyun içerisinde yer alan bazı animasyonlarda değişikliğe uğrayacak.

Bilgisayarınızda tüm bu yeniliklerin akıcı bir şekilde çalışması için önerilen sistem gereksinimine bakacak olursak:
Intel Core i5 2400 ya da AMD FX-4100 ve daha iyileri,
4 GB RAM
NVIDIA GeForce 750M ya da ATI Radeon HD 6750M ve daha iyileri

Oyunu çalıştırabilmek için gerekecek minimum sistem özellikleri ise:
Intel Core2 Duo E6600 ya da AMD Phenom X3 8750
2 GB RAM
NVIDIA GeForce 8800 GT ya da ATI Radeon HD 4850


Resmin boyutu 21% (500x178) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (630x224) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: MlGPZ9.jpg]


Resmin boyutu 17% (500x250) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (600x300) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: 0264ZL.jpg]


Read More