OYUN TANITIMI

Pes 2014

Pes 2014 incelemeleri

FİFA 2014

FİFA 2014 OYUN İNCELEMELERİ

Assassin's Creed

Assassin's Creed:Revelations oyun İncelemesi

Need for Speed: Rivals

Need for Speed: Rivals videolu oyun incelenmesi

Mass Effect 3

Your Mass Effect 3 videolu oyun incelemesi

Supremacy 1914 inceleme

Unknown 16:40 | ,

Güçlenme hırsı ve kaynaklara yönelik açlık kıtayı büyük bir savaşın eşiğine sürüklemektedir.
Güçlü ittifaklar kur, ekonomini gelistir ve ulusunu savaşa hazırla. Savaşa katıl ve Avrupa üzerinde egemen ol! Supremacy 1914 oyununda 30 ülke arasından birini seç ve I. Dünya Savaşı döneminde yönet. Düşmanlarını yenebilmen için becerikli stratejiler ve akıllıca tasarlanmış bir diplomasi gereklidir. 2009 yılının ödüllü Bowser-oyunu.
Tarihsel haritalar üzerinde birlikler bir,gerçek zaman oyunu“ biçiminde hareket etmektedir. Akıllı YZ-Oyuncuların yanısıra seni vilayetleri geliştirmeler, diplomasiler, eşsiz bir casusluk-modu ve cok incelikli bir kaynak-ticareti beklemektedir. Bunların dışında ödül ve nişanlar kazan ve rütbe-listesinde zirveye tırman.
Kısa zamanda iki milyon oyuncuya ulaşan Supremacy 1914 tarayıcı tabanlı MMO türünde olup, 1. Dünya Savaşı’nı konu alan bir harita oyunudur. Sürekli güncellenen ve yeni eklenen haritalarla kendini geliştiren Supremacy 1914 oyununu herhangi bir tarayıcı üzerinden ücretsiz ve Türkçe dil desteğiyle beraber oynayabilirsiniz.

Supremacy 1914 Nasıl Oynanır:

Tarayıcı üzerinden oynanabilen oyun ile kendinizi 1. Dünya Savaşı’nın içinde bulacaksınız. Oyuna başladığınızda bir ülke seçiyorsunuz. Ve seçtiğiniz bu ülkenin savaştaki başarısı tamamen sizin elinizde oluyor. Onlarca ülke arasında seçim yaptığınız oyunun içeriğinde Osmanlı Devleti’nin de yer alması oyuna başka bir heyecan katıyor. Eğer Osmanlı Devleti’ni seçerseniz V. Mehmet döneminde oluyorsunuz. Ayrıca oyunun içeriğinde birçok harita bulunuyor. Bu haritalar genelde kıtalara göre Avrupa Haritası, Asya Haritası, Afrika Haritası vb. şekilde ayrılmış durumda karşınıza çıkıyor. Diplomasi ve stratejinin çok önemli olduğu oyunda seçtiğiniz ülkenin tüm psikolojisi dahil askeri başarısını siz belirliyorsunuz. Ülkeniz ile savaşlara katılıp, başarılı oldukça topraklarınızı genişletebilirsiniz.


[Resim: Supremacy-1914-Oyna-150x150.jpg]
[Resim: Supremacy-1914-Rehber-150x150.jpg]
[Resim: Supremacy-1914-Yard%C4%B1m-150x150.jpg]

Tamamen ücretsiz ve 15 dil desteğinin içerisinde Türkçe’nin de olduğu Supremacy 1914’de oyuna en fazla 31 kişi aynı grupta dahil olup, savaşabiliyorsunuz. Oyunun geçtiği 1. Dünya Savaşı’nda ki teknolojik imkanlar ve silahları kullanabiliyorsunuz. El bombalarından, mitralyözlere kadar geniş bir silah çeşidi ile savaşabiliyorsunuz. Harita üzerinde gerçek zamanlı birlik hareketleri ile bölgelerinizi koruyup, düşmanlarınıza saldırabilirsiniz. Oynanabilir 30 devlet arasında seçim yapıp casuslarınızı düşmanlarınızın arasına gönderip onların zayıf noktalarını öğrenebilirsiniz. Topluluk alanında En İyi Tarayıcı Oyunu ödülünü kazanmış olan Supremacy 1914’e kayıt olup, oynamak için aşağıdaki Supremacy 1914 Kaydol – Oyna butonuna tıklamanız yeterlidir.

[Resim: Supremacy-1914-Nas%C4%B1l-Oynan%C4%B1r-150x150.jpg]
[Resim: Supremacy-1914-Kay%C4%B1t-Ol-150x150.jpg]
[Resim: Supremacy-1914-Kaydol-150x150.jpg]
Read More

Grand Theft Auto V (İnceleme) (PS4)

Unknown 20:29 | , , , , , ,

Bazı oyunlar, diğer tüm oyunlardan farklıdır. Ne zaman geldikleri, ne yenilikler getirecekleri veya ne anlatacakları önemli değildir. Elbette saydığım özelliklerin hepsi her oyun için önemlidir ama, o bazı oyunlardan bir şekilde inanılmaz eminizdir. Bizi ne olursa olsun hayal kırıklığına uğratmayacaklardır.

Bilmem kaç yıldır içinde bulunduğum oyun dünyasında benim için iki oyun ve bir firma bu mertebededir. The Elder Scrolls serisi, Grand Theft Auto serisi ve Naughty Dog. Bu isimlere ait her bir parçanın inanılmaz değerli ve özel olduğunu düşünmekteyim. Hani, beklentinin anlamsız olduğu, zaten tüm beklentileri aşacaklarına inandığınız yapımlarla karşı karşıyasınızdır.

GTA serisiyle ilk tanışmanızı hatırlıyor musunuz? Bunu cidden sormak istedim? İlk nerede ve nasıl efsanenin tadına vardınız? Grand Theft Auto, GTA III,  GTA IV, Trevor?

Bundan yıllar önce bir arkadaşımın evine konuk olduğumda GTA II ile efsaneye girişimi yapmıştım. Henüz orta bir öğrencisi olarak ne o dünyanın sunduğu hikayeyi ne de başka şeyleri umursuyordum. Beni çeken tek şey dalgaların köpürmesiydi...

Kuşbakışı bir haritada tüm kuralları yıkmak ve arabaları patlatmak inanılmaz eğlenceli gelmişti. Aylarca bunu yaptım. Hiç sıkılmadan o doyumsuz oyunun keyfine vardım. Arada görev filan alıyordum ama diyorum ya, umurumda bile değildi. Oynadığım şeyin büyüsü bugün bile benim peşimi bırakmış değil. Sanırsam aynı hissi GTA II hariç sadece iki oyunda yaşadım. The Elder Scrolls: Daggerfall ve Half-Life 2.

Akabinde GTA III duyurulduğunda ailecek kendimizden geçtik. TPS'ye geçiş yapacak serinin eleştirileri bitmek bilmiyordu. Yok efendim, acaba bu yenilik oyunu batıracak mıydı? Yok efendim, eski hissiyat kayıp mı olacaktı?

Uzun bir süre bilemedim. Çünkü kendisi benim emektar bilgisayarımdan çok fazla şey istiyordu. Bir kaç yıl arkadaşlarıma imrenerek, evde GTA II oynamaya ve kendi kendimi eğlendirmeye devam ettim. İki ek oyun olan Vice City ve San Andreas çıktığında da durum değişmemişti. İnsanlar oynuyor, ben izliyordum. 

Yeni bilgisayarıma ve sonraları elime geçen PS2'ye kavuştuğumda işler değişmişti. Doyasıya oynadım ve GTA evrenini özümsedim. Serinin halen en iyi oyunu olarak görülen San Andreas'taysa kendimden geçtim.

Bu böyle sürüp gitti. İlk GTA'yı oynarken bir ufaklıkken, GTA V'e geldiğimde aradan geçen yılların çokluğu ve oyunun bir an bile bozulmamış oluşu her zaman beni etkiledi.

GTA V hakkında çok yazıldı, çok çizildi. Ondan bir kez daha uzun uzadıya bahsetmeyeceğiz elbette ama tıpkı The Last of Us Remastered gibi, GTA V'in yeni versiyonunu da özel kılan belli başlı şeyler var. 


Her Şey Yeni, Her Şey Nesil!

Kullandığım başlık hem doğru, hem yanlış bir tabi aslında. GTA V sonuçta yeni nesil için geliştirilmiş bir oyun değil. Farklı bir grafik teknolojisi filan kullanmıyor. Muhtemelen tıpkı The Last of Us'ta olduğu gibi, önceki konsollarda uygulayamadıkları belli başlı özellikleri, PS4 ve Xbox One için erişebilir kılıyorlar.
En önemlisi oyun 1080p olarak yeni nesle geçmiş durumda. Çözünürlük demek detay demektir ve GTA V işte bunun hakkını sonuna kadar veren bir oyun. Ekranda çizilen mesafenin de inanılmaz artması oyunculara daha derin daha gerçekçi bir oyun tecrübesi sunuyor.

Diğer önemli grafiksel gelişmeyse kaplamaların ve karakter modellemelerinin üzerinden geçilmesi oluyor. Zaten bugüne kadar tonlarca karşılaştırma videosu izlediniz, nasıl göründüğünü de biliyorsunuz. Yeni GTA V'in manzaraları bu yönüyle gerçekten muhteşem görünüyor. Şehir hayatından sıkılıp, kendinizi dağa bayıra vurduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Zaten siz gitmeseniz bile Trevor'u muhtemelen oralarda bir yerde sızmış olarak bulacaksınız.

GTA V, Dualshock'un imkanlarından da eğlenceli bir şekilde yararlanmayı biliyor. Telefon görüşmeleriniz sırasında karşı tarafın sesi Dualshock 4'ün minik hoparlöründen geliyor. Karakter geçişlerinde ve polis ararken Dualshock'un ışığı farklı renklere bürünüyor. Kuşkusuz çok gerekli değiller ama hoş detaylar. Özellikle karanlık bir ortamda polisler ararken elinizdeki cihazın da polis ışığına dönüşmesi sizi eğlendirecektir.

Oyunun çıkmasına aylar kala bir ekran görüntüsüyle ortaya çıkan FPS modu çok konuşulmuştu. PS3 üzerinde oyunu çoktan bitirmiş biri olarak en merak ettiğim özellik FPS modu olmuştu. Rockstar'ın neden çok iyi bir firma olduğunun en büyük kanıtlarından birisidir bu özellik. Çok iyi, çok güzel olduğu için söylemiyorum, adamların; "İşte Birinci şahısı ekledik, oh ne güzel!" demenin ötesinde, bunla hakikaten uğraşmış olmaları beni etkiledi.

Bu modu istediğimiz gibi özelleştirebiliyoruz. Hem farklı hareketler sırasında oyunun TPS/FPS arasında geçiş yapmasını seçebiliyorsunuz (araba sürmek, koşmak vb.) hem de hedef seçeneklerini ayarlayabiliyorsunuz. FPS modunun başarılı olması ve oyun içindeki tüm animasyonlara farklı bir bakış açısı (Yuh! İlk önce aşı yazdım :)) getirmesi, yenilenmiş versiyonlar sunduğunu iddia eden birçok başarısız Remastered oyununa açık bir ders olmuş.

Eğer oyunu PS3/Xbox 360 üzerinde deneyim ettiyseniz, oyunu yeniden satın almak için grafiksel gelişme ve FPS modundan daha fazla yenilik isteyebilirsiniz. GTA V, yeni eventler, yeni araçlar ve Michael'ın başrolde olduğu bir yan hikaye serisi sunuyor. 

Tüm bunların dışında ana senaryonun 30 saatlik devasa tecrübesi sona erince, yan görevler ve eventlerden de gına geldiğinde kendinizi atacağınız Online bölüm tamamen geliştirilmiş durumda. 

GTA Online bölüm artık 30 kişiyi destekliyor. İkinci olarak, deathmatch ve yarışlar oyuna eklenmiş durumda. Üstelik FPS modunu GTA Online ile de kullanabiliyorsunuz. Bu durum yarış oyunlarını kokpit içinden oynamayı sevenleri hayli tatmin edecektir. 

İşin kötü kısmıysa tıpkı ilk GTA Online gibi oyuncular yine servise bağlanmakta çok zorluk çektiler. İlk çıkışında yine oyuna giremedik, eski karakterlerimizi oyuna aktaramadık ve birçok oyuncu ön sipariş bonusu olan 500.000 doları alamamaktan şikayetçi oldu. Zaten GTA V'in belki de gözle görülen en büyük eksisi de bu oldu.


Sonuç! Sonuçlar önemlidir. GTA serisi önemlidir. Bir oyunun nasıl yeniden geliştirilip, yeni nesle sunulacağının en büyük derslerinden birisidir. Eğer PS3/Xbox 360 zamanı bu oyunu oynamadıysanız, zaten düşünmeyin bile, alın! Çünkü GTA V bugüne kadar yapılmış en iyi oyunlardan birisi ve yeni nesilde de durum hiçbir şekilde değişmiyor.

Genel olarak eski nesilden farklara değindiğimiz bu inceleme dışında, daha detaylı bakışlara göz atmak isterseniz:
Read More

Game of Thrones: Episode One - Iron From Ice (İnceleme) (PC)

Unknown 20:26 | , , , ,

Oynadığım tonla Telltale oyunundan sonra, sanırsam getirdikleri macera oyunu tarzını benimsemeye başlıyorum. Hayır, fikirlerim değişmedi ve değişmesi de mümkün değil. Macera oyunlarının altın çağından kalma alışkanlıklarım hala, 'Bu Adventure oyunu değil.' diyor ama nasıl desem, insan oynadıkça alışıyor işte.

Kısa bir süre önce teşrif eden Tales From the Borderlands beni birçok yönden şaşırtmıştı. Özellikle oyunun orijininde de bizi karşılayan grafik tarzı, bulunduğum hikayeye karşı hiç yabancı hissetmemi sağlamıştı. Yine Borderlands'e özgü mizah sosu, oyunu harika olarak nitelendirmeme yetmişti.


Game of Thrones: A Telltale Games Series

Ne oldu da Game of Thrones bu şekilde karşımıza çıktı, inanın bilmiyorum. Kesinlikle ve kati suretle kötü bir oyun değil. Telltale'ın usta kalemleri, hem dizi hem de Buz ve Ateşin Şarkısı'yla ortak yürütülen projede harikalar yaratmışlar. Hikaye anlatımı sizi 2 saatliğine de olsa alıp, entrikanın kol gezdiği topraklara götürüyor.

İlk kez Telltale oyunu bu kadar göze batıyor ve belli noktalarda insanı rahatsız bile ediyor. Diyorum ya, hikaye harika, hatta açılış sahnesi dillere destan.... Daha doğrusu olabilirdi. Görsel bütünlük sağlanamadığı için oyunun içine girmekte bazen gerçekten zorlanıyorsunuz.

Oyun, bizi dizilerde hiç anlatılmamış, sadece kitapları okuyanların bilebileceği bir hanedanın öyküsüne ortak ediyor. Forrester'ların Kuzey'in Savaşı'nda oynadıkları rolü değerlendirmek açısından da büyük bir eksikliği, kendi açısından tamamlamış oluyor.

Altı sekanslık ilk bölüm yukarıda da belirttiğim gibi 2 saate yakın bir oynanış zamanı sunuyor ve bize hem köylü hem de asil Forrester'ların kontrolünü veriyor. Forrester'lar ilk gördüğünüz andan itibaren size hiç yabancı gelmiyorlar çünkü bariz bir biçimde Stark hanedanı referans olarak alınmış. Bu durumu oyunun her saniyesinde hissediyorsunuz. İyi mi kötü mü, siz bir oyuncu olarak daha iyi karar verebilirsiniz -ki benim gayet hoşuma gitti.

Iron From Ice ile 3 karakteri yöneterek Game of Thrones dünyasına Telltale Games'in bakış açısından giriş yapıyoruz. Hem de ne giriş!

Açılış sahnesi ilk diyaloglardan itibaren sizi 'acaba?' (Diziyi izlemiş veya kitapları okumuşsanız) noktasına sürüklüyor ve gerçekten de tahmin ettiğiniz bir eylem gerçekleşiyor. Üstü kapalı, altı yuvarlak bir anlatım için özür dilerim ama lütfen... Burada Game of Thrones'tan bahsediyoruz, verebileceğim herhangi bir spoiler bile ölüm tehditleri almama neden olabilir.

Game of Thrones: A Telltale Games Series

Game of Thrones: A Telltale Game Series'e Lord Forrester'ın uşağı Gregor'u (Gared Tuttle) yöneterek başlıyoruz. Bildiğiniz gibi, Telltale oyunlarında genelde tek karaktere bağlı kalmayız, domuz çiftçisinin oğluyla bir miktar süre geçirdikten sonra Ethan ve Mira'nın da anlatacaklarını dinliyoruz. Hikaye, diyaloglar, sahne ve karakter geçişleri her zaman olduğu gibi ustaca hazırlanmış.

Açılış açılış diye tutturdum, en önemli olaydan bahsetmeyi az kalsın unutuyordum. Game of Thrones: A Telltale Game Series, HBO çıkışlı diziyle aynı jeneriğe sahip. O tanıdık müzik ve jenerik eşliğinde uçup gidiyor insan. Eminim ki ilerleyen bölümlerde diğer şehirler ve bölgeler de aynı mantıkla jeneriğe eklenecektir. Game of Thrones oyunun başka türlü başlaması beklenemezdi zaten.
Oynanış konusu merak edenler, boşuna beklemesinler çünkü Telltale Games kendi oynanış stili dışına çıkmamakta kararlı görünüyor. Halen etrafta dolanıp eşya topladığımız bölümler, diyaloglar ve aksiyon sahneleri olmaz üzere, oynanış 3 farklı dala ayrılıyor. Bunlardan en güdük olanı elbette eşya toplayıp, maksimum 15 saniyede çözülen bulmacamsılardan oluşan oynanış kısmı oluyor.

Aksiyon sahnelerinde bizden belli tuşlara zamanında basmamız isteniyor. Q'ya sürekli bas, sol tarafa bas, sağa atla, fareyi basılı tutup silahını kavra tadında ki oynanış ağzımıza bir parmak sahte bal çalmaktan başka bir işe yaramıyor.

Diyaloglar ise bambaşka bir alan. Telltale Games bu işi biliyor, bu işi iyi yapıyor ve hikayelerinin böylesine sevilmesinin tek nedeni de ustaca yazılmış diyaloglar ve seçim anları.


Game of Thrones: A Telltale Games Series

Rahat olun, iki arada bir derede kalmak deyimini sıkça yaşayacaksınız. Hatta ekrana boş bir şekilde bakıp size verilen diyalog süresinin bitmesine bile şahit olacaksınız. Game of Thrones, eserin kendine has gergin atmosferini sonuna kadar vermeyi başarıyor.

Peki, sorun ne? Sorun ilk görseller paylaşıldığından beri ortada, apaçık duruyor. Grafiklere söz söylemek, sadece hikayesiyle ön plana çıkmak isteyen bir yapım için abes kaçıyor gibi görünebilir ama değil. Oyunun çevre görselleri gayet güzel görünüyor, lakin karakterler, yakın plandaki kaplamalar ve animasyonlar felaket. Öyle böyle değil. The Walking Dead, Wolf Among Us ve Tales From the Borderlands'in cell-shade stiline alışmışken ani bir kararla daha gerçekçi bir tarzın benimseneceğini öğrendiğimde böyle bir şey beklemiyordum.

Yağlı boya ile boyanmış karakterler ve çevre daha ilk andan itibaren insanın gözüne batıyor. İnternette şöyle bir görüşe rast gelmeniz olası: Daha önce görmediğimiz karakterler aslında pek sorun yaratmıyor ama diziden hatırladığınız birçok sima foyayı ortaya çıkartıyor. Margaery Tyrell, Ramsay Snow gibi tanıdık yüzleri gördüğünüzde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Kötü görselliğe rağmen hikayeye odaklanırsanız, Game of Thrones size gerçekten sağlam bir senaryonun ilk parçasını hediye ediyor. Dizi oyuncularının seslendirmeleri sayesinde bazı noktalarda kötü grafikleri ve animasyonları bile göz ardı edebiliyorsunuz.

Game of Thrones: A Telltale Games Series

Bölüm boyunca her şey çok hızlı geliştiği için bazen "Ne oluyor yahu burada?" gibisinden durumlara düşmeniz de olası durum. O noktada Codex menüsü yardımınıza koşuyor ve kim nedir okuyup öğrenebiliyorsunuz.

Game of Thrones: A Telltale Game Series, Tales From the Borderlands kadar sağlam olmasa da güzel bir başlangıç yapmayı başarıyor. Eğer Game of Thrones evrenini çok seviyorsanız düşünmeden alın. Ha, ben oyununu oynamak istiyorum, bana ne kuzeyin krallarından diyorsanız da indirime filan girmesini bekleyin, çünkü oyun bu haliyle sadece dizinin takipçilerine hitap ediyor.
Read More

Metal Gear Solid V: Ground Zeroes (PC) (İnceleme)

Unknown 11:16 | , , , , , , , , , , , ,

Oyunlar artık hayatımızda o kadar önemli bir yer edinmiş ki, kendinizi oyunlardan koparamıyorsunuz. En azından bu benim geçerli diyebilirim. Geçen sene çıkan Metal Gear Solid V: Ground Zeroes'u suyunu çıkarabildiğim kadar oynadım.  Süresi ne kadar kısa olursa olsun, "MGS" harfleri benim için çok önemli bir hazine. Defalarca bitirmiş olmama rağmen, PC sürümü duyurulduğunda sanki bambaşka bir oyun geliyormuş gibi sevindim. Metal Gear Solid 2'den beri konsollara özel olarak piyasaya çıkan seri, artık yeni nesille birlikte, yıllar sonra PC'yi ziyaret etti. Biz de tabii ki boş durmadık ve incelemesinin başına oturduk.

Kept you waiting huh?


Hikayeye giriş yapmak gerekirse, Metal Gear Solid Peace Walker'dan sonra, 1975 yılında Big Boss, Chico'nun hayatta kaldığını öğrenir ve Snake buna göre hareket eder. Aradan geçen olaylardan da daha sonra Paz'ın okyanusta sürüklenirken kurtarılıp, Chico ile birlikte, Cheper grubu tarafından Camp Omega adlı bir bölgede esir olur. Bizim görevimiz de Big Boss olarak Chico ve Paz'ı kurtarmaktır. Zaten oyun kısa olduğundan daha fazla hikayenin detayına girmeyeceğim. Zaten doğal olarak ara sahnelerin az olmasından da dolayı, girmem mümkün değil. 


Belirttiğimiz gibi Metal Gear Solid 'den beri hiçbir MGS oyunu PC için çıkmamıştı. Bu yüzden kafalarda az çok soru işareti bırakmıştı. Yıllardır konsolda oynanan efsanevi yapımın, PC'de nasıl bir performans göstereceği merak konusuydu. Çıkışını yaptıktan sonra gerçekten de üzerinde uğraşılmış ve harika optimize edilmiş olduğu anlaşılıyor. İyi bir bilgisayarda, neredeyse tüm ayarlar yüksek kalitede inanılmaz iyi bir frame rate oranıyla karşılaşıyoruz. Bu konuda Hideo Kojima ekibini bir kez daha kutlamak gerektiğini söylemeliyim. Bu arada belirtmemiz gerek, Nvidia kartınız varsa oyundaki performanstan daha iyisini bulabileceksiniz.


Big Boss'u idare etmek gayet kolay!


Gelelim kontrollere, Metal Gear Solid 2'nin PC sürümü hatırlayanlar kontroller konusunda ne kadar sıkıntı çektiklerini hatırlarlar. Tabii, o zamanların oynanış mekaniklerinin farklı olmasından ve PlayStation 2'den port edilmiş ötürü bazı sıkıntıları vardı. Fakat Konami bunu da düşünmüş ki, aradan geçen uzun yıllar sonra Metal Gear Solid V: Ground Zeroes'un PC'deki basit bir porttan ibaret olmadığını bizlere göstermiş oldu. Ben oyunu oynarken, ilk başlarda az da olsa zorluk yaşamıştım. Ancak, bunca yıldır konsolda MGS serisini oynadığım için gayet doğal karşılamıştım. Fakat daha sonra alışınca, oyunun kontrollerinden de keyif aldım. Sizin de belli bir süre sonra kontrollere alışacağınızı varsayıyorum. 

PlayStation 4 ve Xbox One'daki sunulan görsellikle takdire şayan bir iş çıkaran MGS: V Ground Zeroes'un PC sürümü ise bize bu görsellikten biraz daha fazlasını veriyor. Özellikle netlik, uzak çizim mesafesi ve detay seviyesi oyunun PC sürümünde bir üst kademeye çıkmış. Fox Engine'in sunduğu ışıklandırmalar ve kaplamalar çok daha temiz bir şekilde bizleri karşılıyor. Özellikle 4K destekli bir monitörde oyunu deneyim ederseniz, gözleriniz resmen bayram edecektir.

Teknik anlamda önceki sürümlere göre karşılaştırma yaparsak, MGS V: Ground Zeroes'un PC sürümü birkaç adım daha önde diyebiliriz. PlayStation 4 sürümünü geçtiğimiz yıl denediğimizde, uzaktaki nesnelere yaklaşınca (çim ve ot gibi) tekrar ortaya çıkıyordu. Oyunu PC versiyonunda bu durum biraz daha aza indirgenmiş.

Her şey aynı, ama daha güzel


PlayStation 4 sürümünü daha önce incelediğimiz için daha fazla detaya girmek istemedik. Eksi olarak oyunun kısa bir oynanış süresine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ana görevler ortalama 2 saat sürüyor. Tabii, siz de daha kısa bir süre içerisinde bitirebilirsiniz. Eğer ben Metal Gear Solid'i bildiğim gibi yavaş ve tadında oynamak istiyorum derseniz, yan görevlerle birlikte oyunun oynanış süresini 8-12 saate çıkarabilirsiniz. Yan görevler aynı bölgede geçiyor. Sadece, farklı görevler ve zaman dilimleriyle tekrar oynanabilirliği arttırıyor. Bu da serinin hayranlarını tatmin edecek bir düzeyde olmuş. 


Dediğimiz gibi Ground Zeroes, ana oyunun sadece Prologue, yani giriş kısmını oluşturuyor. Eğer The Phantom Pain'e giriş yapmadan evvel oynanış mekaniklerini öğrenmek istiyorum diyorsanız, Ground Zeroes ile keyifli vakitler geçirebilirsiniz. Daha fazlası için, Metal Gear Solid V: The Phantom Pain'i beklemekten başka çaremiz yok.
Read More

The Talos Principle (İnceleme) (PC) Oyun değil, adeta bir sanat eseri

Unknown 11:13 | , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Dikkatini ver çocuğum... Sen topraktan yükseldin ve benim bahçemde yürümeye başladın..."

-Elohim

"Zeus, Europe'yi beğenir ve ilgisini ister. Bu yüzden boğaya dönüşüp kızın yanına gider. Önce hayvandan ürken Europe, önce kaçmak istese de, sonradan bu beyaz hayvanın muhteşemliğine kendini kaptırır. Korkusu tamamen geçen Europe, bir boğa görünümündeki Zeus'un sırtına biner ve beraber Girit'e giderler.

Burada, bir çınar ağacının gölgesinde Zeus ve Europe birlikte olurlar. Bu aşkın anısına Zeus çınar ağacını hiç yapraklarının solmamasını ve hep yeşil kalmasını sağlar. 

İlerleyen dönemde Europe, Zeus'a 3 oğul armağan eder (Sarpedon, Radamanthys ve Minos). Zeus bunun karşılığında kıza 3 hediye verir. (Görevi Europa'yı korumak olan, Hephaistos'un maharetli ellerinden çıkma bir robot, Talos, sağdık köpek Lailaps ve muhteşem, hedefinden şaşmayan bir mızrak).


Talos ikilinin aşkından esinlenilerek özel olarak yapılmış bir robottur. Hephaistos, Zeus'un isteği üzerine robotu, insan vücudunda ve boğa kafasıyla işledi. İnsan-makine ırkının son üyesi olan Talos'un görevi Girit'i ve Europe'yi korumaktı.

Hephaistos onu günde üç kez Girit sahillerini dolaşacak şekilde yapmıştı. Yıllarca adayı yabancı gemilerden başarıyla korudu. Sahilde bulunan kayaları gemilere atıyor ve onların parçalanmasına sebep oluyordu. 

Gemilerden kurtulup, adaya ayak basmayı başarabilenleriyse korkunç bir son bekliyordu. Talos, bronz bedenini önce alevlerde iyice ısıtıp, kor haline getiriyor, sonra da yakaladıklarını göğsüne bastırarak eritiyordu.

Talos, Argonautlar onun yaşam sıvısını boşaltıp öldürene kadar Europe'yi korumaya devam etti. "

***

Donuk bir şekilde ekrana bakıyorum. Ne söylersem söyleyeyim, ne anlatırsam anlatayım hislerimi buraya tam bir şekilde yansıtamam. The Talos Princible'la geçirdiğim her oyun sekansı sonrasında saatlerce yürüyüp düşünmek istiyorum. Sentetikleri işleyen onca oyun oynadım ama bir sentetik varlığın penceresinden insanlığa bakmam bugüne kadar hiç istenmemişti. Hiç bir oyun benden insan hayatını tüm aşamalarıyla, farklı formlarda yaşamamı istememişti. Amaçların mühür olduğu, ilişkilerin ekranın ardındaki bir yazı olduğu evrende hem bize uzak, hem bize çok yakın...

"Tapınağım seni bekliyor çocuğum, oraya git."

-Elohim

Talos Principle'ı özel kılan o kadar çok şey var ki... Derin bir mitoloji, insanı gerçekten düşündüren yoğun bir felsefe ve muhteşem hikaye anlatımı, yine aynı güzellikte bir bulmaca sistemiyle birleşince, son yıllarda oynadığınız en iyi macera oyunu ortaya çıkıyor.
Read More

World of Warcraft: Warlords of Draenor - Beta İnceleme

Unknown 11:08 | , , , , , ,

Resmin boyutu 12% (500x711) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (563x800) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: aBQy84.jpg]

World of Warcraft: Warlords of Draenor - Beta İnceleme

Yıllar yıllar önce bizlere sunulan bir lütuftu bu. Warcraft dünyası. Kim bilebilirdi birkaç akıllının ufacık bir fikirden bambaşka bir dünya yaratacağını ve bu dünyanın oyun sektörünün MMO dalına hakim olacağını, bir imparatorluk kuracağını.
Hepimiz biliriz ki aslında bir oyunun ömrü belli bir yere kadar. Efsaneler efsanesi olmadığı ve tadında bırakılmadığı sürece zamanı ve ömrü dolar bir oyunun. Eğer Blizzard bize bir oyun verseydi, tabii ki de bu kategoriye dahil ederdik, edebilirdik. Fakat Blizzard n'aptı?
Blizzard bizlere oyun vermedi, hayat verdi. Bir deneyim verdi. Keşfedilebilecek uçsuz bucaksız dünyalar, uğruna savaşacak birçok neden verdi. Asla bitmeyecek bir maceranın içerisine girdiğimizi biliyorduk. Ya da şunu mu söylemeliyiz; "Asla bitmeyeceğini umduğumuz."

...

Lich King'ten sonra hafif bir tökezleme evresine giren Blizzard, olayı Mists of Pandaria'da patlatmıştı. Deathwing'e hadi neyse diyoruz, çünkü hatırı sayılır heyecanını korumuştu her zaman, fakat Blizzard Mists of Pandaria'da yaptı ne yaptıysa. Hayır, beni yanlış anlamayın. Ben ek pakete kötü demiyorum. Hatta bana göre, Mists of Pandaria WoW kültürünü tekrar canlandıran, ona hayat veren tek ek paketti. Ben Blizzard'a kötü diyorum. Pis Blizzard. Git buradan. 
Yenilik getireceğim diye yaptıkları değişikliklerle birçok oyuncunun kalbini kıran Blizzard, özellikle talent sistemini değiştirmekle büyük bir hata yaptığını farkına vardı (mı?). Özellikle PvP oyuncularının oyundan kaçtığı o dönemden sonra, bizlere bir anda Warlords of Draenor duyuruldu. 
Ne yalan söyleyelim, karakter detaylarının değişmesinden yeni gelen oyun içi özelliklere, "farklı bir şey" umudunun verilmesine kadar dışarıdan güzel görünen bir duyuru olmuştu.
Alıntıdır:Batuhan Kavruk[TuruncuLevye]


Blizzard, Warlords of Draenor İçin Sistem Gereksinimlerini Açıkladı

Blizzard, World of Warcraft'ın beşinci eklenti paketi olacak Warlords of Draenor için sistem gereksinimlerini açıkladı. Oyuncular yeni ek paketle birlikte sistemlerinde de değişikliğe gidecek mi dersiniz?
Warlords of Draenor'da ilk tanıtılan şeylerden biri yeni karakter modellemeleriydi. Neredeyse tüm ırklar yeniden karakter modelleri alacakken oyun içerisinde yer alan bazı animasyonlarda değişikliğe uğrayacak.

Bilgisayarınızda tüm bu yeniliklerin akıcı bir şekilde çalışması için önerilen sistem gereksinimine bakacak olursak:
Intel Core i5 2400 ya da AMD FX-4100 ve daha iyileri,
4 GB RAM
NVIDIA GeForce 750M ya da ATI Radeon HD 6750M ve daha iyileri

Oyunu çalıştırabilmek için gerekecek minimum sistem özellikleri ise:
Intel Core2 Duo E6600 ya da AMD Phenom X3 8750
2 GB RAM
NVIDIA GeForce 8800 GT ya da ATI Radeon HD 4850


Resmin boyutu 21% (500x178) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (630x224) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: MlGPZ9.jpg]


Resmin boyutu 17% (500x250) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (600x300) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: 0264ZL.jpg]


Read More

Football Manager 2015

Unknown 23:16 |


[Resim: LoMkqj.jpg]

Football Manager Kasımda Bizlerle

Futbol hayranları transfer sezonunda kendini takımının menajerinin yerine koyup kafasında bir takım mutlaka kurmuştur. İşte bu hayali gerçekleştiren seri Football Manager'in yapımcısı Sports Interactive bu yıl da oyuncularla "en başarılı" menajerlik oyununu buluşturmayı planlıyor.
Yapımcı Sports Interactive tarafından yapılan resmi açıklamaya göre Football Manager kasım ayında bizlerle olacak. Detayları sır gibi saklanan serinin yeni oyunu ile ilgili ilk bilgilerin ekim ayında geleceği yine Sports Interactive tarafından açıklandı.

Oyunda yer alan komplike orijinal mod ile daha basit klasik mod'a yeni özelliklerinin ekleneceğinin müjdesini veren Sports Interactive FM 2014'te yaşanan korsan indirmeler yüzünden FM 2013'ün FM 2014'ten daha fazla sattığını söyleyerek açıklamasını bitirdi.
Premier Lig Takımları Football Manager'dan Destek Alacak
Futbol takımlarının aldıkları oyuncuları Football Manager kullanarak buldukları uzun yıllardır söylenen bir cümle. Buna dair resmi bir açıklama ise bugüne kadar yapılmamıştı. Bugün ise Football Manager'in geliştirici Sports Interactive yeni bir servisini duyurdu.

[Resim: kYQ4mD.jpg]
Şirket Prozone Recruiter ismini verdiği yeni servisle birlikte Premier Lig takımlarına ve diğer futbol takımlarına data base'ini açıyor. Oyun için toplanan verilerden oluşan bu bilgilerle, profesyonel takımlar için çalışan "scout"lar dünya çapında 80,000 oyuncunun bilgilerine ve performanslarına ulaşabiliyorlar.

Bu sistemle birlikte oyuncuların sözleşmelerinden biyolojik durumlarına kadar bir çok bilgiye rahatça ulaşılabilecek. Hali hazırda hizmet vermeye başlayan sistemi ise ilk olarak Premier Lig takımları kullanmaya başladılar.
Football Manager 2015'e Aral'dan İndirim Var
Kasım ayında çıkacak olan menajerlik serisinin yeni oyunu Football Manager 2015'e Aral'dan özel indirim var.Football Manager 2015'in ön sipariş süresince Aralgame'e üye olan herkes, FM 2015'i %25 indirimli olarak alabilir. Ayrıca oyunu ön sipariş yoluyla alan oyuncular, oyunun betasını 15 gün önceden deneme şansı bulacak.

Ekim ayında duyurulacak özellikleriyle hakkında ilk bilgileri edineceğimiz serinin yeni oyunu, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi yine tamamen Türkçe olarak karşımıza çıkacak. Oyun PC, Mac ve Linux platformları için çıkış yapacak.
Not: İndirimden faydalanmak için Aralgame'e üye olduktan sonra ücret yazısının altındaki 20 TL'lik indirim kuponunu oluştur kısmına girerek indirime sahip olabilirsiniz.

Football Manager 2015 için geçtiğimiz günlerde çıkan 25 dakika uzunluğundaki video oyunla ilgili gelişmeleri bizlere sunuyordu. Bu kez aynı videonun Türkçe altyazılı halini sunan Sports Interactive, videoyu bir kez de Türk oyunculara özel olarak servis ediyor.

Şirket Prozone Recruiter ismini verdiği yeni servisle birlikte Premier Lig takımlarına ve diğer futbol takımlarına data base'ini açıyor. Oyun için toplanan verilerden oluşan bu bilgilerle, profesyonel takımlar için çalışan "scout"lar dünya çapında 80,000 oyuncunun bilgilerine ve performanslarına ulaşabiliyorlar.

Bu sistemle birlikte oyuncuların sözleşmelerinden biyolojik durumlarına kadar bir çok bilgiye rahatça ulaşılabilecek. Hali hazırda hizmet vermeye başlayan sistemi ise ilk olarak Premier Lig takımları kullanmaya başladılar.
Football Manager 2015'e Aral'dan İndirim Var
Kasım ayında çıkacak olan menajerlik serisinin yeni oyunu Football Manager 2015'e Aral'dan özel indirim var.Football Manager 2015'in ön sipariş süresince Aralgame'e üye olan herkes, FM 2015'i %25 indirimli olarak alabilir. Ayrıca oyunu ön sipariş yoluyla alan oyuncular, oyunun betasını 15 gün önceden deneme şansı bulacak.

Ekim ayında duyurulacak özellikleriyle hakkında ilk bilgileri edineceğimiz serinin yeni oyunu, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi yine tamamen Türkçe olarak karşımıza çıkacak. Oyun PC, Mac ve Linux platformları için çıkış yapacak.
Not: İndirimden faydalanmak için Aralgame'e üye olduktan sonra ücret yazısının altındaki 20 TL'lik indirim kuponunu oluştur kısmına girerek indirime sahip olabilirsiniz.

Football Manager 2015 için geçtiğimiz günlerde çıkan 25 dakika uzunluğundaki video oyunla ilgili gelişmeleri bizlere sunuyordu. Bu kez aynı videonun Türkçe altyazılı halini sunan Sports Interactive, videoyu bir kez de Türk oyunculara özel olarak servis ediyor.

Sports Interactive, futbol menajerlik serisi Football Manager'ın yeni üyesi için kapsamlı bir tanıtım videosu yayınladı.
Bu 27 dakikalık video oyun hakkındaki pek çok merakınızı karşılayacak cinsten. Miles Jacobson tarafından sunulan videoda yeni arayüz, maç motoruna gelen yeni animasyonlar gibi önemli değişiklikleri görme şansınız oluyor.


 Interactive, futbol menajerlik serisi Football Manager'ın yeni üyesi için kapsamlı bir tanıtım videosu yayınladı.
Bu 27 dakikalık video oyun hakkındaki pek çok merakınızı karşılayacak cinsten. Miles Jacobson tarafından sunulan videoda yeni arayüz, maç motoruna gelen yeni animasyonlar gibi önemli değişiklikleri görme şansınız oluyor.
Read More

F1 2014 (İnceleme) (PC)

Unknown 13:17 | , , , , , , , , , , , ,

Yarış oyunları özellikle konsolda oldukça büyük bir kitleye hitap eden oyun türlerinden bir tanesidir. Özellikle Gran Turismo, Need for Speed, Forza vb. gibi oyunlar yarış oyunları listesinin en başlarında gelir. Son zamanlarda, Driveclub ve Forza Horizon 2 konsollar üzerinde adını oldukça duyurmayı başarmış olan iki yapım halini aldı. Bunların dışında kısa bir süre önce ertelenen Project CARS ve Ubisoft'un yarış oyunu denemesi olarak görülen The Crew yakın bir zaman sonra piyasadaki yerini alacak.

Codemasters tarafından geliştirilen ve son bir kaç senedir oldukça geri planda kalıp, beklediği ilgiyi bir türlü yakalayamayan Formula 1, bu sene de F1 2014 adlı oyunuyla karşımıza çıktı. Daha önceki senelerde yaşadığı sıkıntılı durumları atlatmayı hedefleyen firma, bakalım yeni oyunuyla birlikte bunu başarabilecek mi?

F1 2013'ün ardından bizi neler bekliyor?


F1 2014'e daha ilk girdiğimde öyle ahım şahım bir ara menü ile karşılaşmadım. Pilotun adını, kaskını, ülkesini seçtikten sonra, menüye çok fazla takılmadan her yarış oyununda yaptığım gibi hızlıca kontrolleri vs. test etmek adına kendimi zamana karşı deneyeceğim bir yarışa attım. Yarış başlamadan önce sizden, hava koşulları ve pist durumunu hesaba katarak ufak tefek araç değişiklikleri yapmanız isteniliyor. Bu ayarlamaları, ıslak veya kuru zemine uygun olarak seçebileceğiniz gibi dengeli bir şekilde, hiç ellemeden de bırakabiliyorsunuz. Yine aynı ekranda yarışacağınız pisti de detaylı bir şekilde inceleme şansı sunuluyor.


Bu sahnelerin hemen ardından artık yarışa hazır duruma geliyorsunuz. Burada hemen dikkatimi çeken diğer bir problem, araç kontrolleri oluyor. Burada dikkat etmeniz gereken bir husus var. Oyun kontrolleri, standart ayarlarda tamamen yapay zekanın kontrolünde oluyor. Bu nedenle ayarları kendinize çevirmediğiniz müddetçe sanki oynayan siz değilmişsiniz gibi hissedebilirsiniz.




Bilgisayara karşı oynayabileceğiniz en anlamlı mod, Kariyer Modu gibi görünüyor. Elbette bunun da o kadar kolay olacağını düşünmeyin, yapay zeka bu konuda size hiç yardımcı olmuyor. Yarışa başlamadan evvel, elbette ki oyun zorluğunu ayarlama şansına sahipsiniz fakat hangi zorluğu seçtiğinizin neredeyse hiçbir önemi kalmıyor. Yapay zeka, her zorluk seviyesinde tam bir fiyaskodan ibaret. Sizi en ufak bir şekilde zorlama teşebbüsü dahi göstermeyen diğer yarışçılar, işinizi aslına bakarsak oldukça kolaylaştırıyor. Önünüzden çekilen bu yapay zekaya sahip olmayan bilgisayar kontrollü yarışçılar, kimi zaman size yol açarken, kimi zaman ip gibi dizilip yavaş yavaş ilerlemeye başlıyorlar.


Yapım, genel olarak kontrol konusunda pek sıkıntı yaratmıyor ve hatta oldukça kolay ve alışılabilir kontrollere sahip durumda. Serinin daha önceki oyunlarından herhangi bir araç kullanım farklılığı bulunmuyor. Fakat aynı şeyi araç fizikleri için söylemek oldukça güç. Eğer gerçekçi hasar sistemini açmazsanız, rakip araçları yandan veya arkadan hafifçe ittirerek, kolay bir şekilde yoldan çıkartabilirsiniz. Aynı zamanda yapımda belli bir araç hasar modellemesi de bulunmuyor, hızınızı almışken yoldan çıkıp bir duvara çarpmanız sonucunda, sanki aracı park ederken kaldırıma sürtermiş gibi bir ses ve görüntü ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda ise en fazla pit alanına gitmeniz gerekebiliyor (gerçi henüz böyle bir şeye gerek duymadım).

Araç ve pist sayısı gerçeği ile birebir yapılmış olduğundan bu konuda sorun yok. Özellikle pist çeşitliliği oldukça güzel fakat bu pistlerin ve araçların hava koşullarından daha çok etkilenmesi oyun için gerçekten çok daha büyük bir artı olabilirdi. Şahsen, ıslak veya kuru zemin arasında pek bir fark görebilmiş değilim. Araçlarınsa markasına göre sergilediği performanslar daha iyi ayarlanmış, her birinin diğerinden farkını rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz.

Yapımın çoklu oyuncu özellikleriyse, daha önceki oyunlarda olduğu gibi ilerliyor. Aynı PC üzerinden, LAN üzerinden ya da online bir şekilde rakiplerinizle karşılaşmanız oldukça kolay. Zaten oyunun ömrünü uzatabilecek tek nokta da bundan ibaret diyebiliriz, elbette sağlam bir F1 hayranı olmanız durumunda. Online oyun modunda, yaratacağınız ya da katılacağınız bir odanın ardından rakiplerinizle olan çekişmeniz başlıyor. Kendi yarış sezonunuzu başlatmanız durumunda, pist, hava koşulları vs. gibi özellikleri dilediğiniz gibi ayarlama şansına sahip oluyorsunuz.

Seyirciler bir garip mi duruyor?


Yazının başından beri konunun gelmesinden korktuğum yere gelmiş bulunuyoruz. Görsellik, atmosfer ve sesler… Öncelikle şunu söylemek istiyorum, görsellik olarak F1 2014 ile 2013 arasında büyük bir fark beklemeyin. Yapım piyasadaki diğer yarış oyunlarıyla karşılaştırıldığı zaman, bu yapımların çok gerisinde kalıyor. Sanki iki üç sene öncesinin yarış oyununu oynuyormuşsunuz gibi bir hisse kapılmanız olası bir durum. Araçların dış ve iç tasarımları oldukça kaliteli görünüyor. Araç ve kokpit modellemeleri her ne kadar güzel olsa da aynı şeyi çevre, seyirciler ve gökyüzü için söylemek imkansız.


Durum bu olunca seslerden başka oyun atmosferine katkısı olabilecek bir şey kalmıyor elbette. Sesler genel olarak iyi (zaten bir F1 oyununda nasıl farklı sesler olabilir ki?), araçların sesleri size her ne kadar güzel gelse de oynanış ve görsellik bunu geri plana iteliyor adeta.




Son bir kaç senedir F1 oyunlarında ciddi sıkıntılar yaşayan Codemasters, bu sefer de başarılı olabilmiş değil. Hatta F1 2013'ün sahip olduğu Classics sistemi gibi yeni büyük bir özellik getirmediğinden dolayı, yapım daha da güç kaybetmiş gibi görünüyor. İçerik eksikliği, araç fiziklerinin gerçekten zayıf kalması ve o F1 atmosferini tam olarak verememesi yapımın ortalamanın dahi altında kalmasına neden oluyor.


Umarım Codemasters bu yapımdaki eksiklerden iyi bir ders çıkartır ve seneye yeni oyunuyla, F1 hayranlarını etkilemeyi başarabilecek bir yapım ortaya koyar. Şu an için F1 2014, sadece ve sadece gerçek Formula 1 hayranlarına hitap ediyor o kadar.
Read More

Metro 2033

Unknown 00:45 | , , , , ,

Metro 2033 -- P: 10/8
[Resim: 256px-Metro2033_wiki.jpg]


Nedir?

Metro 2033, Rus yazar Dmitry Glukhovsky'nin Metro 2033 adlı romanından uyarlanan birinci şahıs nişancı tipinde hayatta kalma-korku video oyunudur. Oyun 4A Games tarafından Ukrayna'da geliştirilip Mart 2010'da Microsoft Windows ve Xbox 360 platformları için piyasaya sürüldü. Mart 2006'da 4A Games, Glukhovsky ile oyun için işbirliği yaptığını duyurdu. Oyun 2009 yılında Leipzig'de gerçekleştirilen Games Convention adlı video oyunu organizasyonunda resmi tanıtım filmiyle birlikte duyuruldu. Oyunun devamı niteliğindeki Metro: Last Light'ın 17 Mayıs 2013'de piyasaya sunulacağı duyruldu.

----------------------------------------------

Şuana kadar oynadığınız tüm FPS oyunlarını unutun çünkü bu sıradan bir FPS oyunu değil. Harika silahların olduğu, yaratıcı hikaye ve gerçekçi ses efektleriyle dolu bir FPS oyunu.
Hazır harika silahlardan bahsetmişken, "Bu silahlar varken hayatta kalmak çok kolaydır olooom!" dediğinizi duyar gibiyim, hiç öyle düşünmeyin bence Süper

Resmin boyutu 38% (500x313) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (800x500) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: dvx14.jpg]
Bu silah evlerimizde kullandığımız şarj adaptörü gibi bir şey. Lambanın pilini dolduruyor ve hava pompalıyor (Böyle yaratıcılıkların olduğu bir oyundan ne beklenir? )

Resmin boyutu 22% (500x311) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (640x397) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: Metro+2033+4.jpg]

Bu silah mermisi çok hızlı biten silahlardan (Bu nasıl yaratıcılık abi ya?)

Resmin boyutu 22% (500x340) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (640x435) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: Metro+2033+7.jpg]
Dehşet-ül Vahşet olan Alev-atar silahımız kullanmaya değer bir silah. Kullandığınızda siz ateşi kesseniz bile etkisi devam ediyor, fakat kullandığınız kişiyi sinirlendiriyor, hiç ateşi kesmeyin bence Süper

----------------------------------------------

Kahramanımızın adı Artyom. Bu kahramanımız ile tehlikeleri diğer istasyonlara iletiyoruz, fakat bu kolay değil. Oyunda "Dark Ones" adında, huysuz teyzelere benzeyen, küçük bir seste hemen eve gelen alt komşular gibi bir yaratıklar var. Bu yaratıklar sanırım istasyonda barınmamızdan memnun değil.


"Aman Tanrım!" didim!

Resmin boyutu 22% (500x313) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (640x400) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: Metro+2033+3.jpg]

"İstasyonda yürüyordum, kahramanımı rayın kenarına çektim, su içmeye gittim. Geri geldiğimde hemen karşımda bir yaratık bağırarak ve koşarak geliveriyordu, "AMAN TANRIM!" didim.

Oyuna sakin başlıyorsunuz fakat karşınıza bir anda fırlayan bu yaratıklar size bir anlık kalp krizi geçirebiliyor (Evlerden ırak tipsiz yaratık.)
Aslında o kadar korkulacak bir şey yok çünkü bu yaratıklar kolay ölüyor. Neo-komünistler ve Neo-Naziler ile savaşmak pek kolay değil yalnız.
Yaratık bir anda çıkınca oyuncular (Temsili)
[Resim: Ba%C4%9F%C4%B1ran+kar%C4%B1y%C4%B1+g%C3%...de+ben.gif]


Resmin boyutu 61% (500x313) düşürüldü. Resmi orjinal boyutunda (1280x800) görmek için buraya tıklayınız. Resmi yeni pencerede açmak için üzerine tıklayınız.
[Resim: Metro_2033_Images.jpg]
Yüzeye çıktığınızda ya da zehirli gaz bulunan bir yere geldiğinizde “G” tuşuyla maskenizi takmanız gerekiyor. Maskeyi taktığınızda “T” tuşuyla saatinize bakarak, maskenin ne kadar vakti kaldığını öğrenebiliyorsunuz. Etrafta bulacağınız filtreler otomatik olarak bittikçe karakteriniz tarafından değiştirilebiliyor. Ancak bir çarpışma sırasında gaz maskesi takılıysa, maskeniz zarar görebiliyor ve yenisini bulmanız gerekebiliyor. Maskenin takılı kaldığı zamana göre ekranınız buğulu gözükmeye başlıyor, nefes alış verişiniz hareketlerinize göre artıyor ve sizi içten içe bunaltıyor: Aynı bir gaz maskesinin yapacağı etkiyi birebir yaşamış oluyorsunuz. (Alıntı)

Dışarı çıktığınızda tekrar içeri girmeniz zor oluyor çünkü hem yolu bulmak zor, hem de dışarıdaki yaratıklar sizi bir yerde kıstırıp ağzınızı yüzünüzü patlatabilir (Aman dikkat!) Uzun bir uğraş sonucu içeri girdiğinizde "Oh, kurtulduk be." derseniz zaten yanılmış olursunuz. Dışarıda zaten çok ilerlemiş oluyorsunuz, e ilerledikçe yaratıklar daha güçlü oluyor, ne yapacağız? İşte burada oyunu çok iyi oynamanız gerek, olur da peş peşe ölürseniz, sinirlenip oyunu silebilirsiniz, sabır oyunu bu arkadaşım.
Ayrıca hemen kolaya kaçmayın, doğru düşünün ve doğru yolu bulun.
Read More

Call of Duty: Advanced Warfare

Unknown 00:44 |


Call of Duty: Advanced Warfare  


Video savaş oyunlarının en popüler oyunu olan Call of duty oyunun serisine kaldığı yerden devam ediyor. Call of duty 2 ile başlayan popülerlik ve bu oyuna tutkuluk wodern warfare ve bir çok seri ile devam etmişti. O seriye yeni eklenen oyun Call of Duty  Advanced Warfare .

Oyunun Konusu


Genel anlamda oyunun konusundan bahsedecek olursak Oyun 2054 yılında geçiyor. Tarihteki ilk evrensel terörist saldırısı yaşanıyor. Teröristler 5 kıtada nükleer reaktörlere aynı anda saldırıyorlar. Bunun sonucunda dünya kaosa sürükleniyor, devletler ve askeriyeleri zayıflıyor. Atlas Corporation adlı bağımsız bir askeri şirket ise devletlerin kararıyla teröristlerle yapılan savaşı üstleniyor.

Seriye eklenen yen özellikler


Serinin yeni oyunu Adwanced Warfare ile yeni özellikler bizleri karşılamakta ve Hatta diğer call of duty serilerinde karşılaşmadığımız deneyimlere bu seride karşılaşmaya hazır olun. Oldukça iddialı ve süper bir call of duty serisi gelmek üzere.

 Oyuna üç yıldan fazla zaman harcadıklarını ve bu esnada çok fazla değişiklik yaptıklarını dile getiren Condrey şu şekilde konuştu; "Normalde olandan bir yıl fazla çalışma süremiz olması, sanıyoruz bazı şeyleri kökünden değiştirebilmemize olanak sundu. Öyle farklılıklar yarattık ki kimi oyuncuların sınırlarını fazlasıyla zorlayacağımıza şüphe yok!"

Çıkış Tarihi 4 kasım


Oyunun çıkış tarihine gelince Call of Duty: Advanced Warfare 4 Kasım itibari ile tüm platformlar için piyasaya sürülecek.

Read More

Middle-Earth: Shadow of Mordor

Unknown 02:37 | , , , , , , , , , ,


Bu oyunu ne kadar zamandır bekliyorduk? Bir yıl? İki ay? Cevabınızı gerçekten merak ediyorum. Gerçekten sapasağlam, kendi ayakları üzerinde duran ve sadece ismin arkasına saklanmayan birOrta Dünya oyununu ne kadar zamandır bekliyordunuz?

Eğer kendi cevabımı verecek olursam: Battle for the Middle Earth’ün hatırı sayılır başarısını saymazsak, “En başından beri!”

Sanırsam ya orta iki ya da orta üç’e gidiyordum. Annem, kardeşim ve ben haberleri izliyoruz. Yeni gelecek bir filmden bahsediliyor. Fragmandan gösterilen kareler hayli etkileyici… Annem, “Vay be sonunda yapıyorlar, hakikaten Yüzüklerin Efendisi’nin filmi geliyor.” diye seviniyor. Ben ve kardeşim anlamaz bir şekilde ona bakıyoruz. 




Sonra, bize neşeyle Yüzüklerin Efendisi’nin tüm zamanların en sağlam fantastik kitaplarından birisi olduğunu anlatıyor. Kendisinin tuzu kuru tabi, okumuş etmiş… Neyse.

O zamanlar ne kadar harçlık alıyordum bilmiyordum. Tek hatırladığım üçüncü teneffüste bir simit ve bir şişe kola için yeterli olduğu. Hemen kitapçıya koşup kitabın fiyatını soruyorum. 8 milyon Türk lirası. Elimdeki paraya bakıp üzülüyorum ve kitapçıdan ayrılıyorum.

Kitabı kafaya takmışım bir kere, hayatımda ilk defa harçlıklarımı biriktirmeye başlıyorum. Kola olmadan kim ölmüş? Bazen simit bile gereksiz. YÜZÜKLERİN EFENDİSİ BENİM OLMALIYDI!

Bir buçuk hafta sonra, bu sefer kitapçıdan elimde hayatımı değiştirecek bir eserle çıkıyorum.
Kabul etmek gerek, Yüzüklerin Efendisi çok kitap okuyan bir çocuk için bile oldukça ağır bir edebi eser. Bazen zorlanarak bazen hayretlere düşürerek kitabı bitiriyorum. Ardından yine para biriktirip İki Kule, ardından da Kralım Dönüşü’yle üçlemeyi tamamlıyorum.

İlk film de tam o zaman vizyona giriyor ve artık kendimi kolcu sanmaya başlıyorum. Hatta lisede bu tarz kitapların saçmalık olduğunu söyleyen edebiyat öğretmenimle bile tartışıyorum.  




Yüzüklerin Efendisi’yle tanışmam ve Orta Dünya’nın sıkı bir takipçisi haline gelmemin hikayesi kısaca böyleydi. Eminim, herkesin bir Yüzüklerin Efendisi hikayesi vardır. Kitabın arkasında yazar ya:

Orta Dünya söz konusu olunca insanlar ikiye ayrılır; Yüzüklerin Efendisi’ni okumuş olanlar ve okuyacak olanlar… 

Şimdi de oyuncular ikiye ayrılıyor; Shadow of Mordor’u oynamış olanlar ve oynayacak olanlar…
Read More